Fütursuzluk özlemi: Çocukluğa dair unutulmayanlar ve gözlerde patlayan flaşlarla #NostalgiaCore trendi

Çocukken her şeyi daha fazla mı hissediyorduk? Ya da hayat odaklanmak için çok hafif, yaşadıklarımızsa daha insancıldı. Bu söylenenler ideal bir çocukluk algısına dayansa da evet, muhtemelen daha az şeyle meşguldük. Gördüklerimizi, duyduklarımızı ve dokunduklarımızı çok daha hızlı hissedip çok daha rahat sindiriyorduk. Hatta her an her dakika bir şey öğreniyorduk. Hiçbir şey “alışılmış” değildi. Belki de ruj ile pastel boya arasındaki farkı hâlâ öğrenememiştik veya duvar ile kağıt aynı şeydi; ne de olsa ikisi de boyanabiliyordu. Hayatın tüm stresi ve iş, eğitim, ekonomi arasında bir şeylerin yavaşlığını özlemek, belki de insan olmayı hatırlamak hepimize cazip geliyor. Hepimiz nostaljiye ve çocukluğa hasret kalmışız ve dünyanın da çok geniş bir kısmı çocukluklarında ortak tecrübelere sahip olmuş belli ki. Ne diyelim, küreselleşme sağ olsun. İşte nostaljiyle geri gelen çocukluğumuz da kendini TikTok’ta buluyor. (Yani kendini TikTok’ta bulmayan mı var?) #NostalgiaCore, #KidCore diye geçen nostalji ve çocukluğu bir arada bir trend haline getiren o flaşlı fotoğraflar ve şu an duysak da aynı hissetmeyeceğimiz oyun parkından gelen sesler… Üstüne şimdilerde pek de görmediğimiz, görsek de pek yüzüne bakılmayan, plastik diyarından kopup gelmiş oyuncaklar… Geri dönüş yok, evet ama hatırlamak var belki de. Zaten bu yüzden hepimiz Barbie filmini delilercesine bekliyoruz ve sizi her şeyin “daha kolay” olduğu yıllar adına saygı duruşuna çağırıyoruz. Şu bıkamadığımız nostalji hissiyatına, bilimle, medyayla, TikTok’la ve hislerimizle dadandık.

Geçmişte savaş görmüş boomer’lar kadar çilekeş olmasalar da Y ve Z jenerasyonu yine krizlerle dolu bir dünyada çocukluk geçirdi. Fabrikasyon oyuncakların sınır tanımadığı, elektroniğin ise az biraz gelişmeye başladığı, bilgisayar oyunlarının o zamanın teknolojisiyle oldukça ‘‘gerçek’’ hissettirdiği günlerden bahsediyoruz. Dijital fotoğraf makineleri hayatın tam ortasında ama şimdiki megapiksellerin yanından bile geçemeyecek bir yerde duruyor. Sanki o çekilen birkaç fotoğrafı unutmak mümkünmüş gibi yanında dijital rakamlarla saat ve tarih yazıyor bazılarında. Çekilen her kare anlamını o andan alırken kamera okul çıkışı dokuz yaşındaki bir çocuğun eline geçince yepyeni bir deneyim haline geliyor. Pastelle boyanmış duvarlar, şimdilerde demode sayılacak duvar kağıtlarının üstündeki çerçevelere yansımış o gözleri yakıcı flaşlar, bir yanda kumru öterken bisikletten çıkan tangırtılar… Sıcak bir yazın nasıl geçirileceğinden emin olmamak, plan yapmanın ne demek olduğunu bilmemek… TikTok’ta sadece görüntülerden değil işte bu hissiyattan doğan bir yolculuğa çıkıyoruz: #NostalgiaCore yani adından da anlayacağınız üzere nostalji trendi. Kimilerine göre ise “KidCore” yani çocukluk trendi de denebilir. Çünkü aslında gücünü sadece nostaljiden değil şahsına münhasır olarak çocuklukta yaşanılan tecrübelerden alıyor.

@nostalg1ac0re

id do anything to go back #nostalgia #nostalgic #nostalgiacore #dreamcore #weirdcore #kidcore #childhood #childhoodmemories #liminalspaces #backrooms #feverdream #fyp #foryou #foryoupage #fypシ #viral

♬ Bird sounds – Pigeon – Polskie Ptaki

İşte bu yüzden bu videoların neredeyse tamamı çocukluktan gelen az kalsın kokusunu alabileceğiniz görsellerden oluşuyor. Dediğimiz gibi sadece flaşlı fotoğraflar değil, geçmişten gelen ortak bir anıyı hatırlatan videolar. Hatta videolar genellikle Amerika veya İngiltere’nin geçmişine yönelik olsa da tüketim toplumunun tamamını kapsarken tabii ki de kuş sesleri ve çimen görselleri çok daha fazla geniş bir kitleye ulaşıyor. Çocuklara özel Nesquik sütler, pembe ahududu aromalı diş macunları ve o oyuncak sektörü devi Toys’R’us… Öte yandan koskoca bir tüketim kültürünün de bir yansıması aslında. Gözlerimizi yakan flaşlarla çekilmiş tatil anıları aynı After Sun’ın bize hissettirdiği gibi çocukluğumuzu hatırlatıyor. Belki küçükken arka bahçemizde şişme havuz şişirmemiş olabiliriz ve bunun sebebi bir arka bahçemizin olmaması olabilir, ama kafamızı pencereden çıkardığımızda yaz sıcağının kokusunu almışızdır, arkada televizyonda çizgi film açıkken.

@nostalg1ac0re

driving home at night #nostalgia #nostalgic #nostalgiacore #dreamcore #weirdcore #kidcore #childhood #childhoodmemories #liminalspaces #backrooms #feverdream #fyp #foryou #foryoupage #fypシ #viral

♬ original sound – fevernostalgia

Bu videolarda kullanılan ses ve müzikler de bozulmuş kasetler, oynanmış ve ‘‘dışarı davet’’ eden doğaya ait seslerden oluşuyor denebilir. Sanki bir rüyadan uyanır gibi… Sabahları yeni kızarmış olan ekmek kokusunu her daim az biraz hatırlarız ya, işte o ekmek kokusu gibi çağrışımlarla dolu olan sesler bunlar… Aslında tamamen bir kayıt cihazı gibi tam olarak her şeyi net kaydetmemiş beynimizi taklit ediyor bir yandan. Yaşanan nostaljiler ise genellikle bu spesifik çocukluk anlarından oluşuyor. Sabahın köründe arabayla çıkılan tatillerde gözün ucuyla görünen gün batımına rüya gibi hatırlanan bir kaset eşlik ediyor.

Çocukluğunu güvenli bir ortamda, genellikle de dertsiz geçirmişlerin trendi bu… Tam da bu sebeple geriye dönememek bir o kadar korkutucu. Daha hayatta büyük bir tehdit veya endişeyle karşı karşıya gelmemiş beyinlerin karşı konulmaz ferahlığı kimilerini özlem duygusuna boğuyor. Hatta bunun sebebiyle evlerimizi nostaljik unsurlarla döşememiz gerektiğini söyleyen bilim insanları bile mevcut. Çünkü nostaljik ögeler bizi biraz daha güvende ve kendimizle baş başa hissetmemizi sağlıyor. Ne kadar bu ögeler bizi zamanda geriye götürse de endişeyi indirgeyerek anda kalmamıza bile yardımcı oluyor.

Okuma önerisi – Nostaljinin baştan çıkarıcı rahatlığı: 2000’ler neden geri dönüyor?

Böylece bir jenerasyon çocukluğunda güven ve rahatlık ararken bu durum kıyafetlerimize de yansımıyor değil. Üstünde mesajlar olan kolyeler şu anda en favorimiz olmasa da daha bir yaz önce komik yazılarla dolu, ismimizin yazdığı kolyeler, bileklikler bir anda her yerde görünmeye başlamıştı. Tamamen özgürlük ve rahatlık üzerine oluşan bu moda anlayışı renkler, alakasız gibi görünen desenler ve oyuncaklardan ilham alan kıyafetlerden oluşuyor. Bella Hadid, Harry Styles, Dua Lipa ve daha nice ünlülerin benimsediği bu tarz biraz da pandemi sonrası depresyondan şöylece bir silkelenmeyi sembolize ediyor. Anlaşılan o ki yaşam biçimleri ne kadar değişirse değişsin, geçmişten hep özlenecek bir şeyler kalmaya devam ediyor. Bu tarzın içerisinde Y ve Z jenerasyonların bebeği olarak 90’ların ve Y2K estetiğinin harmanlandığı bir tarz da ortaya çıkıyor, hatta içerisinde seksenlere de selam çakanlar bile var. Doğrusunu isterseniz herkesin de kafasında aynı deli sorular var: Yıllar sonra bu yılların nostaljisini ne ile yaşayacağız, 90’lar nostaljisi nostaljisiyle mi?

@xx..dream_core..xx

Nostalgiacore. 👁🎈 /// #dream #dreamcore #backrooms #foryoupage #zxycba #Viral #fyp @TikTok

♬ sonido original – ¿?

Modada zaman zaten hızlandı, ama bahsettiğimiz “hissedişler” ve kokusunu, tadını aldığımız şu videolar da bize şunu fark ettiriyor: Bunca zaman ne zaman nasıl geçti de gitti? Peter Pan sendromuyla yanıp tutuşanlar, üstüne bir de gençliğinin bağrında Zoom’da aşk yaşayanlar var. Yaş aldıkça -yaşlandıkça demeyeceğiz- zaman çok ama çok daha hızlı geçiyor. Her şeyin yok evet ama, bunun da bir bilimsel açıklaması var. Nörolog, nöro-onkolog Santosh Kesari bunu şu şekilde açıklıyor: “Bir yıl, 10 yaşındaki bir çocuğunun yaşamının yüzde 10’uyken 60 birinin ise ise yüzde 2’sinden bile azına denk geliyor.” Ayrıca daha yukarıda da bahsettiğimiz gibi, her an her dakika bir şeyler öğrenip analiz ettiğimiz çocukluğumuz hafızamıza çok daha kolayca kazınacak anılar oluşturuyor, her yeni şey o kadar heyecan verici oluyor. “Zamanı unutulmaz olaylarla ölçeriz ve yaşlandıkça daha az yeni şey ortaya çıkar, bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine neden olur” diye ekliyor Kesari. Bu yüzden zaman çok daha verimli ve yavaş geçiyor, o ufak ve basit detaylar çocukken çok daha ilgi çekici geliyor. Büyüdükçe zaman algımızı oluşturan etkileşimler tamamlanmış ve zamanı nasıl kodlayacağımızı öğrenmiş oluyoruz, bu nedenle artık zamanı çok daha hızlı işleyebiliyor ve kavrayabiliyoruz.

@nostalg1ac0re

good days belong to the past #nostalgia #nostalgic #nostalgiacore #dreamcore #weirdcore #kidcore #childhood #childhoodmemories #liminalspaces #backrooms #feverdream #fyp #foryou #foryoupage #fypシ #viral

♬ fourth of july – omi

Sorulan soru da şu oluyor doğal olarak: Bu hisleri tekrar hissedebilecek miyiz? Etrafımızda dönen dünyanın bu kadar içine tekrar girebilecek miyiz? Ne zaman böyle hissetmeyi bıraktığımızı hatırlamıyoruz, belli ki pek de ani olmadı, en azından kimilerimiz için. Ama bu videoların üzgün bir yanı da var; müzikleriyle, görselleriyle… Buraya gerçekten bir dönüş yolu varmış gibi görünmüyor. En azından trend böyle ifade ediyor kendini.

Okuma önerisi – Dijital platformlarda nostalji: ”Geçmiş” geçmişteyken güzel, remake’lerde değil