Şehirde yeni bir yaz geleneği: Açık hava sineması

UNIQ İstanbul, Beykoz Kundura Fabrikası ve bomontiada’nın açık hava sinema programları dolu dolu.

“Şehirde yaz” fikri kimi bünyelerde korku dolu hisler uyandırsa da bizce o kadar fena bir şey değil. Tamam, yapış yapış nemli havayı ve asfalt sıcağını etrafa saçan trafiği unutacak kadar iyimserliğin zirvesine çıkmadık ama yazlıklara akan kalabalıklarla birlikte iyice boşalan şehrin keyfi de bir başka oluyor. Neticede kültür-sanat ajandasının en hareketli olduğu zamanlar bunlar… Açık hava konserleri artık İstanbul’da bir yaz geleneği olsa da biz bu sene daha çok açık hava sinemalarına dadanacağız gibi.

Isle of Dogs’tan Three Billboards Outside Ebbing, Missouri’ye geçtiğimiz sezonun öne çıkan filmlerini açık havada izleyiciyle buluşturan UNIQ Açıkhava Festivali‘nin programına ve biletlerine buradan ulaşabilirsiniz. Özellikle geçen aylarda vizyonda kaçırdığınız filmleri izlemek için müthiş bir fırsat.

Eski filmler eşliğinde tatlı bir nostaljiye kapılmak isteyenler için gelsin: Beykoz Kundura Fabrikası yaz gecelerini, insanı adıyla bile mest eden bir etkinlikle taçlandıracak; Bir Yaz Gecesi Sineması. 29 Haziran – 6 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek etkinliğin programı, Alfred Hitchcock ve Agnès Varda gibi efsane yönetmenlerin sinema tarihine geçen yaz temalı filmlerinden oluşuyor. Tanıtım videosunu izlerken Boğaz’dan püfür püfür gelen esintiyi hisseder gibi olabilirsiniz.

bomontiada’da ise Başka Sinema işbirliğiyle ücretsiz olarak yapılan Açık Havada Başka Sinema gösterimleri devam ediyor. Her çarşamba avluda gerçekleştirilen gösterimlerin programını buradaki Facebook sayfasından takip edebilirsiniz.

bomontiada’da ayrıca özel bir etkinlik daha başlıyor: İstanbul Fransız Kültür Merkezi işbirliğiyle 20 – 30 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek olan PAR-IS-TANBUL Festivali.

Arab Acid ve Abdul and the Gang gibi isimleri ağırlayan festivalin müzik programı kadar güçlü bir film seçkisi var. “Bir film, on yıl” temasıyla 25 – 28 Haziran tarihleri arasında her akşam, 1980’lerden 2010’lara uzanan Fransız filmlerini keşfetmeye davet ediyor PAR-IS-TANBUL. Programı ise dadanılmayacak gibi değil.

the-big-blue-still

25 Haziran – Le Grand Bleu / Luc Besson, 1988

Masmavi bu filmden sonra Kaş’a dalmaya gidenlerin sayısında artış gözlemlenebilir. Hayır, ağlamıyorum.

la haine2
26 Haziran – La Haine / Matthieu Kassovitz, 1996

La Haine’i daha önce izlemediyseniz bu gösterimi kaçırmayın diye ısrar edebilirim. Hatta ettim bile.

amelie

27 Haziran – Amélie / Jean-Pierre Jeunet, 2001

“Oysa ki bayım siz, bir sebze bile olamazsınız çünkü enginarın bile bir kalbi vardır.” Ah yine genç kızlık anılarıma döndüm. Tatlı bir Haziran akşamında tekrar izlemek keyifli olmaz mı?

the artist

28 Haziran – The Artist / Michel Hazanavicius, 2011

Böylesi bir etkinliğe çok yakışacak, leblebi tozu, horoz şekeri tadında bir film.

Gösterimler 21:30’da başlıyor ama bizce mümkünse 19:00’da orada olun ve şezlonglarda yer bulabilmek için isminizi yazdırın. Eğer yakından geliyorsanız kendini sandalyelerinizi de getirebilirsiniz. Bu arada, giriş ücretsiz.