Şokopop’la çok özel!

Araştırmacı magazin gazeteciliği…

Yazı: Seden Mestan

90’larda büyümenin çok acayip tarafları vardı. Mesela “ayıp” bir-iki kelime ettiğinizde sizi ağzınıza biber sürmekle tehdit eden terbiye timsali anneannenizin, kahkahalar atarak Huysuz Virjin izlemesine şaşırmak aklınıza bile gelmezdi. Günün ortasında okuldan yeni dönmüş yemeğinizi yerken televizyonda Tarkan’ın ağır fetişli Ölürüm Sana klibini izleyebilir, şanslıysanız aynı günün akşamında Ricky Martin’in poposuna “hınzırca” şaplak atan Hülya Avşar’a denk gelebilirdiniz. Ve bunların hiçbirini de garipsemezdiniz; özel kanalların popüler kültüre yön verdiği 90’lar Türkiye’sinde baş köşede reyting vardı ve sözü RTÜK’ten daha geçerliydi.

O meşhur “90’larda çocuk olmak” nostaljisine kapıldığımı düşünmeyin sakın. Bugünden bakınca en açık fikirlilerimizi bile hayrete düşüren, dönemin karanlık politikalarını görmezden gelerek renklendikçe renklenen 90’lar popüler kültür dünyasını anmak için haklı bir sebebim var: Şokopop.

Türkiye’nin en derin magazin çukuru 

Bir YouTube kanalı olarak yola koyulan ve sonrasında Instagram hesabıyla sosyal medya üzerinden daha geniş kitlelere ulaşan Şokopop, video ve fotoğraf paylaşımlarıyla magazin tarihinden anları günümüze taşıyor. O dönemlerin absürt hallerini esprili bir dille sunması bir yana, detaylı bir araştırma gerektiren arşivciliği de geniş bir takipçi kitlesi edinmesini sağladı. Ayrıca bu günlük paylaşımlarının yanı sıra Seda Sayan’ın kariyerini adım adım takip ettiği “Bir Bacının Anatomisi”, Gülben Ergen ile Seren Serengil arasındaki olaylı küskünlüğü anlattığı “Kan Davası” gibi belgesel serileri de hazırlıyor Şokopop.

“Çocukluk yıllarımdan bu yana E!, VH1, BBC gibi uydu kanallarında yayınlanan ve ünlülerin hayatlarını veya kült seviyesine ulaşmış filmlerin, dizilerin arka planında yaşananları anlatan belgeseller hep ilgimi çekti. Ünlü bir ismin, gerçek anlamda geniş kitlelere mal olduğu o ana kadar kariyerini nasıl inşa ettiğini, ne gibi aşamalardan geçtiğini bilmek beni cezbediyor” diye anlatıyor Şokopop’un yaratıcısı, videolarda da gördüğümüz o “beyaz maskeli”. Şokopop fikri ise bundan iki sene önce, büyük bir medya kuruluşunda editör olarak YouTube işleriyle uğraştığı dönemde çıkmış. YouTube Türkiye’de popüler kültür belgeselciliğine dair içerik bulamadığı için kendi içeriğini yaratmaya yönelmiş ve işinden ayrılıp serbest çalışmaya başlayınca da Şokopop’u hayata geçirmiş.

Arşivlerce

“Magazine olan ilgim televizyonun başından ayrılmadığım çocukluk yıllarımda başladı. Magazinin televizyonda altın çağını yaşadığı bu dönemde ailemden gizlice magazin programlarını izlemek en büyük tutkumdu. Daha sonra Şamdan, Gala ve Pasha gibi pazar eklerine merak duymaya başladım. Sadece Cumhuriyet (o yıllar tamamen siyah-beyazdı) okunan evimize gizlice bu dergileri sokup saatlerce odamda okurdum” diyor, bu ilginin nereden geldiğini sorduğumuzda.

Çocukluk yıllarından gelen bu tutkusunu aslında hazırladığı belgesellerden de anlamak mümkün. İzleyiciye arşivlerden parçalar sunan bu belgeseller, esprili anlatımlarının yanı sıra sosyolojik analizler içeren yorumlarla güçleniyor. İşi “ciddiye aldığı” ortada. “Şarkılarıyla veya dizileriyle ekranda izlediğim ünlülerin iş dışında nasıl insanlar olduğunu görmek onların şaşalı dünyasına bir tür davet gibiydi. Yıllar içinde magazin figürlerinin çok görünür olmayan başka bir işlevinin daha olduğunu, toplumsal değerleri ve egemen kültürü yansıtmak (ve dönüştürmek) zorunda olduklarını anladım. Bu nedenle hakkında belgesel videoları hazırladığım ünlülerden bahsederken olayların geçtiği dönemin yapısına dair genel bilgiler vermek benim için önemli.”

YouTube’daki bu belgesel serileri de, Instagram’daki günlük paylaşımları da sağlam birer arşivcilik örneği. Özellikle Bir Bacının Anatomisi, sadece Seda Sayan’ın hayatını anlatmakla kalmıyor, o dönemlerin Türkiye’sini de sosyolojik olarak hafızalarda canlandırıyor. Haliyle izlerken, tüm bu yazılı ve görsel kaynaklara nasıl ulaştığı da bir merak konusu oluyor benim için. “İnternetten sadece Milliyet Gazetesi’nin arşivine ücretsiz erişim sağlayabiliyorum. Beyazıt Halk Kütüphanesi ve YouTube diğer önemli iki kaynağım” diye açıklıyor.

Akkaya, Şeyma’ya akıl verirken

YouTube’da bulunan eski görüntülerin skalası insanı şaşırtsa da hiç beklenmedik anlara ait görüntüler de yine buradan çıkabiliyor. “Zamanında izlediği programa değer verip kasete kaydeden gerçek arşiv kahramanlarının koleksiyonlarından çıkma videolar da var, dekolte ve frikik avcılarının ucuz amaçlarla kaydedip yayınladıkları videolar da… Bu ikinci kategoride, ummadığınız görüntülere denk gelebiliyorsunuz. Yani videonun kaydedilme ve yayınlanma amacı erotik ama içeriğinde örneğin, Seda Sayan’ın 2009’da ekonomik krize dair söylediklerine denk gelebiliyorsunuz veya bir yarışma programında Deniz Akkaya’yı, o zamanlar 16 yaşında olan yarışmacı Şeyma Subaşı’na akıl verirken görebiliyorsunuz.”

Türkiye’de arşivcilik pek ciddiye alınmadığından, alınsa bile çoğu yayın bağımsız kalamadığı için günümüzde ünlüler geçmişleri yokmuş gibi davranıyor, dün kara dediğine bugün ak demekte çekinmiyor. Oysa kendi tabiriyle “Türkiye’nin en derin magazin çukuru” Şokopop, paylaşımlarıyla geçmişi yeniden günümüze taşıyor. “Hazırladığım videolarda temel referans gazete haberleri. Elbette geçmişte yanlış olduğu kanıtlanmış tekzip edilmiş olaylar varsa bunu da belirtiyorum. Verdiğim bilgileri söylenti veya dedikodular üstünden değil, basılı haberlerden yola çıkarak aktardığım için işimin savunusunun gücüne inanıyorum.”

Ünlü isimlerden seri like

Birebir kanıtlarla güçlendirilen bu paylaşımlar, Şokopop’un eğlenceli üslubuyla birleşince sosyal medyada da hızla yayılıyor haliyle. Instagram’da bir-iki ay gibi kısa bir süre içerisinde on binlerce yeni takipçi edinen Şokopop’un şanı, çok geçmeden hikayelerini anlattığı bazı ünlü isimlere de ulaşmış. “Belgeselini yaptığım isimlerden Seren Serengil aylar önce beni Instagram’da engelledi. Kendisini takip etmiyordum oysa. Petek Dinçöz geçtiğimiz haftalarda eşi üstünden iletişime geçerek onunla ilgili yaptığım videoyu kaldırmamı rica etti. Zeki Müren’in en yakın arkadaşı Göksenin Çakmak beğenisini, iletişime geçme isteğini iletti. Üstelik videoda kendisini transfobik sözlerinden ötürü kınamış, terminolojisini güncellemesi gerektiğini söylemiştim.”

Instagram hesabını yakından takip ediyorsanız bazı ünlü isimlerin paylaşımların altına yaptıkları yorumları da görmüşsünüzdür muhtemelen. Hatta Yeşim Salkım, kendi eski videolarıyla bizzat dalga geçen yorumlar yazıyor. Anlayacağınız ünlü takipçileri de çok Şokopop’un. “Yaptığım işin eğlence camiasının üyeleri arasında böyle güzel konumlandırılması beni çok mutlu ediyor. Bunun dışında Instagram hesabımı takip eden ve takip bildirimini gördüğümde sevinçten havalara uçtuğum pek çok ünlü isim var.”

Haksızlığa uğrayanlar: Ajda Pekkan ve Bülent Ersoy

Peki Türkiye’de en çok hangi ünlüye haksızlık etti diye sorduğumuzda ise Türkiye’nin süper starını anıyor: “Bence magazin gündemi yüzünden en çok haksızlığa uğrayan celebrity Ajda Pekkan’dır. Yıllarca sevgilileri ve estetik operasyon haberleriyle gündeme getirilerek şarkıcılığı ikinci plana atıldı. Ajda çok renkli bir magazin figürü olmasının yanı sıra çok önemli bir şarkıcı ve star. Eşi benzeri dünyada az bulunur derecede başarılı ve uzun süreli bir kariyeri var. Bence basın son 10 – 15 seneye kadar bunu görmekte direndi ve Ajda’nın hakkını yedi. Ajda’nın kariyerine diğer bir çok starın kariyerine gösterilenden daha az saygı gösterildi.”

Türkiye’de magazin tarihinin en “bomba” olayın ise Bülent Ersoy ve dönemdaşı tüm trans ve queer sanatçılara getirilen skandal sahne yasağı olduğunu söylüyor. “Sahne yıldızları, gazino patronları, üst düzey emniyet yetkilileri, film prodüktörleri ve cunta askerleri… Daha ne olsun :)” diye de ekliyor.

Sırada Hande-Demet kavgası var

Yaptığı işi “araştırmacı magazin gazeteciliği” olarak tanımlayan Şokopop şimdilerde iki yeni içerik üzerinde çalışıyor: Bir Bacının Anatomisi serisinin dördüncü ve son videosu ile Hande Yener-Demet Akalın arasındaki gerilimi yüksek ilişkiyi anlatan yeni Kan Davası serisi. “Bu seride pop müziğin son 20 yılda geçirdiği süreci Hande Yener ve Demet Akalın arasındaki sürtüşme özelinde inceliyorum. ‘Giderli’ şarkı nedir? Son 15-20 senede bu tema nasıl ortaya çıktı ve gelişti? Türkiye’de kitlelere ulaşan popüler dans müziği nasıl oluşuyor? Pop şarkıcısı ve magazin ilişkisi nasıl ilerliyor? Ticari müziğin yazılı olmayan kuralları neler? Hande Yener ve Demet Akalın’dan bahsederken bu tarz soruları da cevaplandırmaya çalışacağım.”

(Bu röportajın orijinali, 19 Ağustos tarihli Cumhuriyet Pazar ekinde yayınlanmıştır.)