
Süper kahraman olmanın dayanılmaz klişeleri: Eternals
“Eternals, ah Eternals…”
Dizlerime vura vura bu değerlendirmeyi açmak isterim. Marvel Sinematik Evreni, Shang-Chi’ın havasını atamadan yeni bir filmle daha karşımıza çıkınca, tabii filmi Nomadland’in harika yönetmeni Chloé Zhao yapınca, Angelina Jolie de var dediler. Gittik, izledik, biraz sevdik, biraz üzüldük. Nihayetinde yepyeni süper über kahramanlarımız oldu.
Oyuncu kadrosunda Gemma Chan, Richard Madden, Salma Hayek, Kit Harington, Kumail Nanjiani gibi isimleri bir araya getiren Eternals milyonlarca türk dizisi yapılmadan önceki bir zamanda geçiyor. Sonra tekrar günümüzde. Sonra yine milattan önceye uğruyor. Celestials adı verilen kozmik varlıklara, Eternals isimli bir grup süper bireye odaklanan film Barry Keoghan’ı da ağırlıyor. Nicedir izleyip aşık olduğumuz Keoghan’ı ekran süresi kısa olsa da Marvel’da görmek inanılmaz bir onur değil mi? Film, Eternals ekibinin (bu şekilde seslenmenin daha hayranvari olduğunu düşünüyorum) insanları Deviants isimli tuhaf CGI’lardan korumak üzere Dünya’ya gönderilmesini konu alıyor. Daha neler neler, ama fazla spoiler fazla göz bozar. Zaten biz de farklı zamanlar arasında geçiş yapan hikayeye odaklanmakta zorluk yaşıyoruz.
Atanamamış Guardians of the Galaxy olmak
Filmin açılış sahnesi; yanlışlıkla Star Trek, Star Wars ve birtakım Star’lı filmlerde olduğumuz hissini yaşatsa da Marvel evrenindeyiz. Zhao’nun naif kamerası zaman zaman bizi yanıltsa da hâlâ fantastik bir yerdeyiz. Nitekim hikayenin bölünmüşlüğü göze çarpıyor. Film herhangi bir karakterin adını yaşatmadığı gibi, karakterlerini de hikayenin içinde kaybediyor. Eternal ekibi, insanların arasına gizlenmiş bir şekilde yaşıyor. Uygarlığın kuruluş yıllarında kendilerini Dünya’da buluyorlar ve Ikaris – bizim buraların Superman’i – gözlerinden ateş saçarak insanlığı kurtarıyor.
Ekibin lideri, Salma Hayek’in canlandırdığı Ajak. Kusursuz bir otoritesi var. Bu rolü Hayek’ten başkası oynar mıydı? Kuşkusuz. Öte yandan Hayek bizi bir anne figürü olmaktan öte; bir politikacı, gerçek bir lider olduğuna ikna etmeyi başarıyor. Angelina Jolie’nin hayat verdiği Thena ise, filmin diğer karakterleri gibi göz ardı edilmiş bir hikaye olmaktan ileriye gidemiyor. Jolie’nin kısa sahnelerinde bile yaydığı kendine has aurası, bu benim filmim demeye yetmiyor. Gemma Chan’in başrolünde giden film, ilk yarıda yavaş bir tempoda ilerliyor. Eternals’ın şehirleri nasıl koruduğunu, insan işlerine karışmadan hayatta kalmaya çalıştıkları yılları keyfe keder izliyoruz. Ama neden? Thanos, dünya nüfusunun yarısını Firdevs Yöreoğlu edasıyla (gerçek bir lider gibi) sildiğinde neredeydiniz? Bu soruyu Chan’in karakteri Sersi cevaplıyor. CGI’dan ölecek gibi duran Deviants isimli yaratıklar insanlara zarar vermedikçe kimseye dokunmama konusunda uyarı almışlar. İsterse dünya yansın ama yüzyıllar geçsin. İkinci Dünya’lar yaşansın, yetmesin nükleer silahlar yapılsın. Savaşlar görülsün, insanlar ölsün. Ama siz siz olun, insan işlerine karışmayın. Teşekkürler Eternals. Az önce gerçek bir kahraman oldunuz.
Dünya yanarken Eternals neredeydi?
Bu argümanlar bizi mutlu etmeye yetmiyor tabii ki. Kendi aralarında anlaşmazlık yaşayan bir ekip Eternals. Film boyunca gerçek anlamda bir araya da gelmiyorlar üstelik. Tüm ekibi buluşturan sahnelerde dahi bir eksiklik, sorgulanan bir aidiyetsizlik var. Her birinin bir kahraman olduğunun ısrarla altını çizmeyen çalışan Zhao, filmi Chan’in sırtına yüklemiş ilerliyor. Keşfedilmeye değer hikâyeler kenarda kalıyor. Thena ve Gilgamesh’in sessiz aşkının üstü kapanıyor. Sprite’ın “ihaneti” konuşulmuyor. Kingo’nun son savaşta neden ekiple birlikte olmadığını kimse sormuyor. Tam bu noktada Kumail Nanjiani’nin rolü büyük bir ustalıkla taşıdığını belirtmekte fayda var. “Marvel, en yakın dostunuz.” sloganlı bir reklam filminde oynaması pek muhtemel bir karakteri canlandırıyor Nanjiani. Epey zamandır komedi rollerine sıkışan oyuncuyu bir aksiyon filminde görmek bile dikkatleri üzerine çekmesini sağlıyor. Öte yandan Nanjiani, inanılmaz bir komedyen ve aksini tartışmak bu platformun amaçlarına aykırı. Eternals kimseye ait değil gibi duruyor; ama bir kişi seçecek olsak bu kesinlikle Kingo karakteri olurdu. Sersi’nin liderliği, liderliği kabul etme sahnesi bile üst perdeden. Olmamış, olmuyor. Ikaris, o güzel yüzüne rağmen hep soğuk, asla sevilmiyor. Filmde çok da sahnesi olmayan, zaten unutulmuş iki karakter, Makkari ve Druig, harcanıyor. Harcandınız! Harcadılar sizi! Rıza Baba buraya bir destek lütfen. Aşağıdaki sorular da kafamızı karıştırıyor:
Eternals dünyaya müdahale etmek için bunca yıl neden bekledi?
Sahi Iron Man öldüğünde neredeydiniz?
Spider-Man’in kimliği açığa çıktığında kahvenizi mi yudumluyordunuz?
Alfred demişken yeni Batman filminde de sizi görecek miyiz?
Alo, Tobey Maguire mı? Burası multiverse
Eternals; Chan’in bir heykeli andıran güzelliği, Jolie’nin asaleti, Madden’ın gözlerine yazılacak şiirlerle dahi kurtarılamıyor. Filmin böyle bir misyon edindiğini de sanmıyorum. Marvel filmleri bir sonraki evreye geçiş için, bir sonraki macera için ve bir sonraki final sahnesi için çekiliyor artık. Seyircinin sorgusuz sualsiz jeneriğin bitişini beklemesi de bu yüzden. Hayranların, hatta belki Kevin Feige’ın bile odağının multiverse olduğunu da itiraf etmemiz lazım. Şu sıralar atılan her adım, her sahne buna hizmet ediyor.
Gelecek övüşlere kadar,
Herkes Tobey Maguire için burada Feige bey.