
“Takıntılı aşkıyla ne yapacağını bilemeyenler” kuşağında bugün: The White Stripes vs. Selami Şahin
Selami Şahin’le Jack White’ın aynı dertten muzdarip olduğu şu dünyada her şey mümkündür.
İkisi de takıntılı aşkın pençesinde ne yapacağını bilemez bir şekilde kıvranıp dursa da Selami Şahin’in o sevecen sesi nice umutlar taşıyor. Jack White’ın aşkını modern insan stresiyle yaşıyor olması belki pek çoğumuza daha tanıdık geliyor olabilir ama (“modern insan stresi” ya da bkz. karizmatik çözümlemeler) biz oyumuzu Selami Abimizin tatlı gülümsemesinden yana kullanıyoruz.
Belki de Selami Şahin’in bu şarkıda o kadar umutlu olmasının sebebi hala sevdiceğiyle birlikte olmasıdır. Anladığımız kadarıyla sevdiceği bazı gün darılsa bazı gün barışsa da ortalarda dolanıyor. Bu aşkın ölümsüz olma ihtimali hala var.
Ama Jack White ne yapsın! Adam yalnız başına sinemalara, partilere gidip duruyor ama hiçbir şeyin anlamı yok. Kalakalmış tek başına… Modern insan stresi yaşıyor diye yüklendik bir de. Neyse Morrissey’in The Queen is Dead şarkısında da söylediği, “Life is very long when you’re lonely” ya da “yalnızken hayat çok uzun geliyor insana” gibi bir şey. (Bu arada biz şarkıyı Jack White’ın sesiyle The White Stripes’tan dinleyip durduk ama şarkının aslen yaratıcıları Burt Bacharach ve Hal David.)