
Danny Masterson davasının detaylarına ve kanmadığımız özür videolarına dadanıyoruz
2000’li yılların başına damga vuran sitcom’lardan That ‘70s Show, kadrosunda yer alan genç oyuncularına kolay kolay tükenmeyecek bir şan, şöhret, kariyer hediye etti. Bu oyunculardan biri olan Danny Masterson ise birkaç yıldır kendisine karşı açılan tecavüz davalarından yargılanıyor. Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan bu davada Masterson iki kadına tecavüz etme suçundan ömür boyu hapse çaptırıldı ve bu cezanın en az 30 yılını hapiste geçireceği tahmin ediliyor. Geçtiğimiz günlerde Masterson’ı, 2017’den beri süren dava sürecinde That ‘70s Show’dan yakın arkadaşları Mila Kunis ve Ashton Kucher çiftinin de de yalnız bırakmadığını öğrendik. Hatta arkadaşlarının hapis yatmaması için savcıya mektup yazan 50 kişi arasında yer alan çift, onun ne kadar örnek bir kişilik olduğundan bahsettikleri dizeler için bir özür videosu bile yayınladılar… Yine fenalık geçirerek takip ettiğimiz bir başka cinsel istismar davası olan Masterson davasına dadanıyor ve olan biteni konuşuyoruz.
That ‘70s Show’la tanınan Danny Masterson’ın, dizinin en popüler olduğu zamanlarda yani 2000’li yılların başında birden fazla cinsel istismar suçu işlediği iddiası ilk olarak 2017 yılında gündemimize düştü. Başlarda bu iddiaları “cinsel saldırı” adı altında duysak da birkaç yıl sonra yani Haziran 2020’de üç kadın, Masterson’ın kendilerine tecavüz ettiğini söylediler. Bu iddialarda bulunan kadınlar arasında Masterson’ın eski sevgilisi de var Masterson’la Scientology tarikatından tanışanlar da. Danny yargılama sürecinin başında ise basına “bırakın mahkum olmayı, hiçbir suçla itham edilmedim. Bu ülkede suçlu olduğunuz kanıtlanana kadar masum sayılırsınız. Ancak mevcut ortamda suçlandığınız anda suçlu sayılıyormuşsunuz gibi görünüyor” diyordu. Aynı yıl içinde üç kere tecavüzle suçlanan Masterson, bu davalarının ikisinde delil yetersizliği ve zaman aşımı gibi durumlar sebebiyle suçlanamadı. Günümüze kadar süren diğer yargı süreçlerinde ise Masterson iki kadına tecavüz etme suçundan ömür boyu hapse çarptırıldı ve şu an 47 yaşında olan Masterson en az 30 yılını hapiste geçirecek. 77 yaşına geldiğinde ise şartlı tahliyeden faydalanabilecek.
Gelelim tüm bu süreci daha da karanlık bir hale sokan detaylara. Yukarıda da dediğimiz gibi Masterson, Scientology isimli dini bir oluşumun üyesi. Bilmeyenler için açıklayacak olursak… Scientology ister tarikat deyin ister din, üyeleri sebebiyle epey meşhur. Elvis Presley, Tom Cruise, Elizabeth Moss gibi birçok ünlü bu kiliseye üye (kendi kiliseleri de var) ve genelde kilise toplantılarına düzenli olarak katılıyorlar. Bu tarikatın söz sahibi kişileri üyelerin yalnızca diğer üyelerle evlenmesine olumlu bakıyorlar; Scientologist olmayan biriyle evlenmeleri pek istenmiyor. Zaten Kate Holmes’un da Tom Cruise’la olan ilişkisi boyunca bir Scientologist olduğunu ve de ayrıldıktan sonra tarikattan da ayrıldığı konuşuluyor. Neyse, sonuç olarak bu tarikata üye olan Masterson’ın da burada tanıştığı kadınlara birtakım uyuşturucu maddeler verip tecavüz ettiği ortaya çıkıyor. Bu kadınlar ise ancak 2017 yılında konuşmaya cesaret edebiliyorlar çünkü Scientology tarikatı kendi içlerinde bu olayın üstünü örtüyor, tecavüz mağduru kadınlara bir miktar para vererek gizlilik anlaşması imzalatıyor ve eğer konuşurlarsa kiliseden atılacaklarını söylüyorlar. Kadınlar o zamanlar Masterson’ın kilise içindeki konumundan ve elbette kilisenin gücünden korktukları için suskun kalsalar da Me Too hareketinden ve dayanışmadan buldukları cesaretle beraber Masterson’a dava açabiliyorlar. Bu sırada ise suçlamaları reddeden Masterson, cinsel ilişkilerin rızaya dayalı olduğunu söylüyor.
Masterson’ın dava süreci uzadıkça artık çevresi de onun bir ceza alabileceğine inanıyor ve bu nedenle savcıya onun hapse girmemesi için mektuplar yolluyorlar. Onun ne kadar iyi bir insan, baba, koca ve arkadaş olduğunu anlatan; onun ne kadar uyuşturucu karşıtı olduğunu söyleyen mektuplar bunlar. Tony Ortega isimli bağımsız bir gazeteci bu mektuplara ulaşıyor ve yayınlıyor. Bu habere göre 50’yi aşkın kişi Masterson’ı bu “zor günlerinde” desteklemiş ve bu kişiler arasında Ashton Kutcher’la Mila Kunis de yer alıyor. Kutcher’la Masterson That ‘70s Show’dan sonra The Ranch isimli dizide de beraber yer almışlardı. Daha sonra Masterson’a bu davalar açılınca diziden çıkarılmıştı. Kutcher savcıya yazdığı mektupta Masterson’ın kendisi için bir rol model olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor; “Masterson’ın iki kez tecavüze ilişkin kararlarda suçlu ilan edildiğinin ve mağdurların adalet için büyük bir arzuya sahip olduklarının bilincinde olsam da, cezalandırma sırasında onun karakterine dair vasiyetimin dikkate alınacağını umuyorum. Onun topluma sürekli bir zarar verdiğine ve kızının mevcut bir babası olmadan büyütülmesinin başlı başına üçüncül bir adaletsizlik olacağına inanmıyorum. Bunu okumaya zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.” Kunis ise Masterson’ın ne kadar olağanüstü bir insan olduğunu söylüyor; “Danny Masterson’ın olağanüstü karakterine, benim ve etrafındaki insanlar üzerinde yarattığı muazzam olumlu etkiye tüm kalbimle kefil oluyorum. Uyuşturucusuz bir yaşam sürmeye olan bağlılığı ve başkalarına gösterdiği samimi ilgi, onu olağanüstü bir rol model ve arkadaş haline getiriyor.” Masterson için mektup yazan diğer isimler arasında kendisi gibi oyuncu olan kardeşleri Alanna Masterson, Jordan Masterson, Christopher Masterson’ın yanı sıra Giovanni Ribisi, Jim Patterson, Debra Jo Rupp, Kurtwood Smith gibi isimler de yer alıyor.
Geçtiğimiz günlerde, Mila Kunis ve Ashton Kutcher çifti arkadaşlarını övmelere doyamadıkları mektuplarının ortaya çıkmasının ardından tepki aldılar ve gündem oldular. Kutcher ve Kunis çifti bunun üzerine evlerinde çektikleri bir özür videosu yayınladı ama bu videoya gelen tepkiler de pek umdukları gibi olmadı. Bu durumda ortalama oyunculuklarının bile kurtaramadığı samimiyetsiz yüz ifadelerinin etkisi epey büyük olsa da esas olarak söyledikleriyle de özürlerine bizi inandıramadılar diyebiliriz. Çünkü daha önce tecavüzcü arkadaşlarını destekleyen bu insanlar ancak insanlardan gelen tepkiler ve de Masterson’ın cezası onandıktan sonra mağdurların yanında olduklarını söylüyor ve ortak kurucusu oldukları, çocukların cinsel sömürüsüne ve insan kaçakçılığına karşı kurulan vakıflarını (Thorn: Digital Defenders of Children) kendilerine kefil olarak gösteriyorlar. Masterson’ın nasıl da uyuşturucu karşıtı olduğunu, uyuşturucu kullanan herkesi nasıl dışladığını anlattıkları mektupları daha yeni ortaya çıkmamış gibi arkadaşlarının uyuşturucu madde verip tecavüz ettiği kanıtlanan mağdurları desteklerini söylüyorlar. Dolayısıyla da kimse kendilerinin samimiyetine ve özürlerini gerçekten de mağdurlar için dilediklerine inanmıyor. Çünkü neredeyse hepimiz, Masterson suçsuz bulunsaydı (kendilerinin yazdıkları mektuplarla) bir özür videosu çekmek yerine arkadaşlarının sırtını sıvazlayacaklarından eminiz. Ve maalesef Masterson’un davasının, bu konularda insanların maskesini düşüren son dava olmayacağının da farkındayız. Şimdilik kendisini cezasını çekmek üzere uğurlarken That ‘70s Show’un bizde bıraktığı nostaljik hislerin yerini de koca bir boşluğa bıraktığını söyleyebiliriz.
i know their PR team told them to sit in front of an innocuous normal-person looking wall, but unfortunately for them i have also watched their architectural digest house tour and know exactly where this was filmed pic.twitter.com/KPkEMOltWI
— matt (@mattxiv) September 10, 2023