Uzun süren bir hasretin ardından: Zengin Mutfağı yeniden izleyici karşısında

Antalya Açıkhava’da; belirsizlikler, korkular ve endişelerle dolu 1.5 yılın ardından yeniden seyirci arasındayız. Tamam, her konuda hasretliğimiz büyük ama sahnenin karşısına geçince bir kere daha anlıyoruz tiyatroyu ne kadar özlediğimizi. Az sonra başlayacak olan oyun için aydınlatılmış dekoru görmek bile yetiyordu aslında ufaktan boğazımızın düğümlenmesi için ama sonra bir de işte, sahneye Şener Şen çıkıverdi ve… Bir anda yükselen ve dakikalar süren alkışlar hem Şener Şen hem de 1.5 yılın sonunda gerçekleşen o kavuşma içindi. Biz seyirci olarak oyun izlemeyi özlemiştik ama tiyatrolar da seyircisinden ayrı düşmüştü. Ve bu alkışlar, o süreci büyük zorluklarla atlatmaya çalışan tüm tiyatrolar içindi biraz da…

Evet, duygusal bir giriş yaptık yazıya ama eskiye dönmeye çabaladığımız şu günlerde her daim biraz bocalar, sonra da yoğun hislere kapılır olduk. En sıradan alışkanlarımız söz konusu olduğunda bile… Hem bu duygusallık tek taraflı da değil galiba: Zengin Mutfağı’nın pandemi sonrası ilk oyunu için sahneye çıkan Şener Şen’in de o ilk alkışların duyulduğu andaki duruşu ve bakışı her şeyi özetler gibiydi. Hem de baştan aşağı karakterine bürünmüş, bizi Lütfü Usta olarak karşılamış olmasına rağmen. Seyircisine büyük saygı duyan usta bir oyuncu, kim bilir bu anı ne kadar büyük bir özlemle bekledi. (Hâlâ duygusallığı bırakmıyoruz farkındaysanız…)

On yıllar geçse de eskimeyen bir hikaye

İlk kez 1978’de tiyatro seyircisiyle buluşan Zengin Mutfağı, yıllar yıllar sonra, 2018’de yine Şener Şen’in başrolüyle sahneye taşınmıştı. Bu sefer artık Şehir Tiyatroları bünyesinde değil, Anadolu Efes’in katkılarıyla bir DasDas’ta karşımıza çıkıyordu. Arada bir de 1988 yılında Başar Sabuncu’nun yönetmenliğinde filme uyarlanmıştı. Lütfü Usta karakteri bir kere daha Şener Şen’e teslimdi. Zengin Mutfağı’nı hep farklı on yıllarda izlemiş olsak da Vasıf Öngören’in kaleme aldığı metin o kadar güçlü ki, hiçbir şekilde eskimediği gibi (bunda dünya ve memleket ahvalinin de maalesef etkisi büyük) defalarca görülmüş olsa dahi aynı şekilde etki altına alabiliyor izleyenleri.

Hikaye 50 yıl öncesine, işçi hareketinin daha da güçlendiği 1970 yılına gidiyor; ‘yakın’ tarihe bir ışık tutarken türlü toplumsal dinamikleri de günlük ilişkiler üzerinden bize yansıtıyor. Üstelik oyunda sadece beş karakter olmasına rağmen, büyük bir sosyolojik tablo çiziyor diyebiliriz. İşçi hareketi direnişi ve dayanışmasıyla 15-16 Haziran tarihlerinde sokakları doldururken biz de kendimizi Lütfü Usta’nın mutfağında buluveriyoruz. Açılışta görmüştük; biraz kırgın ve bezgindi. 20 yıl boyunca aşçı olarak çalıştığı evden ayrılacağını söylüyordu bize. Yine de kafası biraz karışık gibiydi; gitmeli mi, yoksa kalmalı mı, bir türlü emin olamamıştı. Birlikte karar vermemiz için tüm hikayeyi bize baştan anlatmaya karar vermişti o yüzden.

Kutay Sandıkçı ve Şener Şen

Her şey oldukça yalın bir anlatımla, birkaç metrekarelik mutfağın içindeki karakterlerin diyalogları üzerinden ilerliyor ama karakter gelişimleri ve sembolleriyle katman katman açılan bir oyun Zengin Mutfağı. Güç zehirlenmesi ve güce tapma derken günümüze dair de çok söz söylüyor aslında. Tam da bu yüzden, her ne kadar yer yer güldürse de fena halde can acıtıyor çoğu anı… Biraz ‘yakından’ geçiyor çünkü.

Onay Kaya ve Gizem Ergün

Sahnelere yeniden dönüş

Sahnede ve sinemada, Lütfü Usta karakterini defalarca kez canlandıran Şener Şen yıllar sonra tekrar bu rolle tiyatroya dönüş yapmıştı. 2018 yılında DasDas’ta tekrar sahnelenmeye başlayan Zengin Mutfağı (hem bu sefer Şener Şen, Doğu Yaşar Akal ile birlikte oyunun yönetmenliğini de üstleniyordu), pandemi öncesi kapalı gişe 100’den fazla oyunla seyirci karşısına çıktı. Pandemi sonrası ise malum… Antalya Açıkhava’daki oyun sadece bizim için değil, ekip için de bir ilkti. Bahsettiğimiz gibi, karşılıklı duygulara boğulmamız bu sebepten.

3.500 kişilik bu ilk buluşma yaz boyu sürecek oyunların da bir habercisiydi aslında. 17 Temmuz’da Uniq Hall’da, 4 Ağustos’ta İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda, 17 Ağustos’ta Bodrum Antik Tiyatro’da ve 19 Ağustos’ta Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda yollarını gözleyen izleyicisinin karşısına çıkmaya devam edecek Zengin Mutfağı Ekibi. ‘‘Sanata +1’’ diyerek kültür sanata katkılarını sürdüren Anadolu Efes’i de yanına katarak…

Sanata +1

Anadolu Efes’in Türk tiyatrosuna olan katkıları 29 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor. Hatta bu süre içerisinde 1.000’den fazla oyunun izleyiciyle buluşmasına vesile oldu. Her şey 1992 yılında Evita Müzikali ile başlamış ve ilerleyen yıllarda Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Ankara Sanat Tiyatrosu, Dostlar Tiyatrosu, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Kenter Tiyatrosu, Oyun Atölyesi, Oyunevi, Tiyatro İstanbul, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ile devam etmişti. Son olarak da DasDas ile iş birliği sürüyor Anadolu Efes’in. Hatta pandemi sürecinde hem tiyatro severleri oyunlarla buluşturmak hem de seyircisinden ayrı düşen tiyatroların ayakta kalabilmesi adına DasDas’ın dijitalleşme sürecine katkı sağlamıştı. Ayrıca yine aynı şekilde, özel tiyatrolara destek olmak için Tiyatro Kooperatifi tarafından başlatılan Bizde Yerin Ayrı kampanyasına 1.000 adet gösterim kartı ile kurumsal destek veren ilk şirket olmuştu Anadolu Efes. Bu gösterim kartları da COVID-19 sürecinde aktif rol alan Türk Tıp Öğrencileri Birliği’ne hediye edilmişti.

Zengin Mutfağı ile de yeniden sahnelerde Anadolu Efes. Ve her şeyin yeni başladığını düşünecek olursak belli ki daha çok yollarımız kesişecek. Hem sadece tiyatrolarda değil; sinemalarda ve konserlerde de…

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et