24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nde hangi filmlere dadanmalı?

Film festivallerinin kalbimizdeki yeri ayrı, Uçan Süpürge’nin apayrı! Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olan ve 1998 yılından beri sinemada kadın hikayelerini ve emeğini görünür kılan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bugün başlıyor. Bu yıl birçok festival gibi iki aşamalı olarak gerçekleşecek Uçan Süpürge; önce 27 Mayıs-3 Haziran tarihleri arasında çevrimiçi olarak ve ardından 4-11 Haziran arasında da Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde ve CerModern’deki açık hava sinemasında seyirciyle buluşacak. Bu yılki festival direktörlüğünü Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nin direktörlüğünü yapan Azize Tan üstlenirken, festivalin teması da Araftan Çıkmak. 

Temaya yaraşır şekilde içimizi umutla ve dayanışma hevesiyle dolduracak filmler, tam zamanında geldi. Festivalin bu yılki programı oldukça kuvvetli ve her yıl olduğu gibi dünyanın her köşesinden ilham veren, kadın direnişi ve dayanışması hikayeleriyle bezeli. Kadın yönetmenlerin tarihe kendi lenslerinden baktıkları belgeseller, kişisel ve toplumsal meseleleri iç içe geçiren filmler, kadınlar arasındaki farklı bağların kuvvetliliğine odaklanan hikayeler öne çıkan temalar arasında. Programda tüm yıl boyu dadandığımız Promising Young Woman, Nomadland ve Mamaville gibi filmlerin yanı sıra, henüz dadanma fırsatı bulmadıklarımız da mevcut tabii. Biz de sizin için, bu festivalin kaçırılmayacak filmlerini listeledik. Ajandalarımız açtık, Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ne dadanıyoruz.

Nereye Gidiyorsun Aida? / Quo Vadis Aida? / Jasmila Žbanić

Bu yılki Oscar ödüllerine En İyi Uluslararası Film kategorisinde Bosna Hersek’in adayı olan Quo Vadis Aida, bu yılın en çarpıcı filmlerinden. 1995 yılında gerçekleşen Srebrenitsa katliamını odağına alan film, Birleşmiş Milletler’de tercümanlık yapan Aida’nın savaş sırasında eşinin ve çocuklarının hayatını kurtarma çabasını anlatıyor. Filmin senaryosu ve yönetmenliği de 2006 yılında Grbavica filmiyle Berlin’de Altın Ayı ödülünü kazanan Jasmila Žbanić’e ait. Žbanić, bu denli ağır ve izlemesi zor bir konuyu oldukça güçlü ve insani bir yerden anlatmayı başarıyor.

Mainstream / Gia Coppola

Yeni nesil Coppola temsilcisi, Francis Ford Coppola’nın torunu Gia Coppola, ilk filmi Palo Alto’yla yakaladığı başarının ardından çok daha cesur bir filmle geri dönüyor. Başrollerini Andrew Garfield ve Maya Hawke’un paylaştığı film, sosyal medyanın hayatımızı yönettiği döneme dair espirili bir taşlama. Genç yönetmen, üç gencin abartılı haraketlerle internet ünlüsü olup kendileriyle girdikleri vicdan muhakemesini, emojilerden ve oyuncaklı bir kurgudan yararlanarak anlatıyor. Mainstream, ilk olarak Venedik Film Festivali’nde gösterilmişti. Dinamik kurgusu, şahane müzikleri ve sert mesajıyla kaçırılmaması gereken bu film, yeni nesil bir anlatının da habercisi gibi duruyor.

Küçük Anne / Petite Maman / Céline Sciamma

Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi ile aklımızı başımızdan alan, her türlü övgüyü ve ödülü toplayan Céline Sciamma’nın yeni filmi Petite Maman, çok daha kişisel bir yerden, yönetmenin kendi çocukluğuna dair izler taşıyor. Sekiz yaşındaki Nelly ve annesi Marion’un arasındaki bağı, yaratıcı bir yerden ele alan film, büyülü gerçekçiliğin naif bir örneği gibi de görülebilir. Annesinin çocukkenki halini bir şekilde tanıma fırsatı bulan Nelly’nin zamanda yolculuğu, anne-kız arasındaki bağ ve özümüze dair birçok soruya ve düşünceye yol açıyor. Ortaya da hem çocukların, hem de yetişkinlerin keyifle izleyebileceği bir film çıkaran Sciamma, insanoğlunun naif özünü ustalıkla yakalamayı başarıyor.

Lübnan Semaları / Skies of Lebanon / Chloé Mazlo

Kısa filmleriyle adını duyuran Fransız yönetmen Chloé Mazlo’nun ilk uzun metrajı Skies of Lebanon, kişisel ve toplumsal hikayeleri iç içe geçiren ve yer yer animasyon türüne de göz kırpan bir dram. 1950’li yıllarda ülkesi İsviçre’den Lübnan’a göç eden Alice, burada kafayı uzayla bozmuş bir astrofizikçiye aşık oluyor. Ancak ikilinin aşkı, savaş yüzünden yarım kalıyor. Başrolde Happy as Lazzaro filminden de tanıdığımız Alba Rohrwacher’i izlediğimiz Skies of Lebanon, Cannes Film Festivali’nde Eleştirmenler Haftası’na seçilmişti. Karakterlerinin iç dünyalarında yaşadıkları acıyı animasyon yardımıyla yansıtan film, yürekleri burkan bir aşk hikayesi.

Shirley / Josephine Decker

Susan Scarf Merrell’ın aynı adlı romanından uyarlanan Shirley, Shirley Jackson ile eşi Stanley Hyman’ın hayatını ve ilişkisini onlarla yaşamaya gelen bir çiftin gözünden anlatıyor. Josephine Decker’ın ustalıkla yönettiği film; başrollerdeki Elisabeth Moss ve Michael Stuhlbarg’ın olağanüstü performanslarıyla da müthiş bir seyirlik haline geliyor. Kontrolcü, toksik ve biraz da karanlık bir ilişkinin, dış dünyadaki karşılıklarına odaklanırken, ilişki kavramını sorgulayan Shirley, tekinsiz ve çarpıcı bir gerilim. Delilik ile dahilik arası gidip gelen sanatçıların hikayelerini seviyorsanız, kaçırmayın.

Patrida  / Ayça Damgacı & Tümay Göktepe

Belgesel seçkisinin öne çıkan filmlerinden Patrida, filmin yönetmenliğini Tümay Göktepe’yle paylaşan Ayça Damgacı’nın babası İsmet Damgacı’nın yaptığı tersten göç yolculuğunun hikayesi. 87 yaşındaki Damgacı; doğduğu ve zorunlu göç nedeniyle terk etmek zorunda kaldığı Batı Trakya topraklarına geri dönüyor ve baba-kız, ortak geçmişlerini birlikte keşfetme fırsatı buluyorlar. İstanbul’dan İskeçe, Selanik, Atina ve Zürih rotasına uzanan yolculuk, kendilerine sonradan verilen kimlikler üzerinden aidiyeti ve göçtükleri topraklarla da kökenlerini sorgulatan dönüştürücü bir deneyim haline geliyor.

Hayaletler / Azra Deniz Okyay

Azra Deniz Okyay’ın aralarında Venedik, Antalya, Varşova ve Selanik’in de bulunduğu birçok festivalden ödülle dönen filmi Hayaletler, herkesin izlemesi gereken bir başyapıt. Kentsel dönüşümün göbeğinde, distopik bir İstanbul versiyonunda geçen film, çevresindekilere rağmen hayal kurmaya cesaret eden umutlu birkaç gencin hikayesi. Türkiye genelinde saatler süren bir elektrik kesintisi sırasında yaşananları anlatan Hayaletler, yenilikçi anlatımı, cesur senaryosu ve karanlığa karşı umutlu tonuyla nefes kesici bir film.

Nehir Akar, Kıvrılır, Siler, Yerine Koyar / A River Runs, Turns, Erases, Replaces / Shengze Zu

Artık hepimizin aşina olduğu Wuhan şehrinin özünü anlatan A River Runs, Turns, Erases, Replaces şiirsel bir gözlemcilik tarzını benimsiyor. COVID-19 salgının çıkış noktası Wuhan’da ölüm, ayrılık ve yas üzerine bir portre yaratan yönetmen Shengze Zu, doğduğu ve büyüdüğü şehri olabildiğince kişisel bir yerden ele alıyor. Yönetmenin bu kişisel bakışı, tüm dünyaya yayılan dev bir trajedinin de etkisiyle evrensel bir hale de geliyor. Tüm insanlık olarak paylaştığımız bu korkunç durumu, orijinal bir yerden izlemek isteyenler kaçırmasın.

Walchensee Forever / Janna Ji Wonders

Bavyera’da Walchensee Gölü’nde bir ailenin nesiller boyu işlettiği kafede geçen Walchensee Forever, bu mekan üzerinden birbirine bağlı ailenin kadınlarının hikayesi. 1920’den bugüne, ailenin tüm kadınlarının farklı zamanlarda yaşadıklarını arşiv görüntüleri ve fotoğraflar üstünden anlatan film, kişisel hikayelerin önemini vurguluyor. Yönetmenin kendisi de bir keşfe çıkarken, seyircisini de yanında götürüyor ve her kadının erkek egemen yapılarla nasıl mücadele ettiğini gözler önüne seriyor.

Ah Gözel İstanbul / Zeynep Dadak

Eremya Çelebi Kömürciyan’ın 17. yüzyılda yazdığı seyahatnameden hareketle, günümüzün İstanbul’unda yola çıkan Ah Gözel İstanbul, metnin hissini sinemaya yansıtmayı başarıyor. Yönetmen Zeynep Dadak, İstanbul’a belgeselvari ya da gerçekçi bir yaklaşımdansa, daha hayali bir yerden bakmayı seçiyor. Bu denli zengin ve karmaşık bir şehri, sanki yolunu bulan bir su gibi anlatan Ah Gözel İstanbul, şehir hakkında yapılmış en özgün filmlerden diyebiliriz. 

24. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin biletleri çevrimiçi gösterim platformu Festivalscope üzerinden satışta. Her film programda belirlenen gün ve saatte gösterime açılacak, üç gün boyunca gösterimde kalacak. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi ve CerModern’deki açık hava sinemasında yapılacak gösterimlerinin biletleri ise 1 Haziran’dan itibaren Biletix üzerinden satılacak.