Aradığı ilhamı karantinada bulanlardan: Taylor Swift ve yeni albümü Folklore

Taylor Swift cephesinden şimdiye dek duyduğunuz her şeyi unutun. (Evet, yedi albümü birden unutmaya çalışmak zor olacak ama…) The National’ın esas adamlarından Aaron Dessner ile Jack Antonoff gibi son yılların müzikal dehalarını da yanına katan ve karantina sürecinden 16 şarkılık yeni albümü Folklore ile çıkan Taylor Swift, o şurup şeker popçu hallerini geride bırakmış gibi gözüküyor. Biraz daha karanlık, biraz daha elemli ama sesindeki o canlı tınılar baki. Yoksa karşımızda indie alemlerinin yeni yıldızı mı var?!

Yazıda, resimde, fotoğrafta, heykelde, şarkıda ya da dansta… Eğer ortada bir hikaye varsa etkileniyoruz. Yanlış anlaşılmasın; hikaye anlatmak, olay örgüsünü ustalıkla işlemek veyahut zekice bir kurgu tasarlamak değildir. Bir işi başarıyla hayata geçirmektir. Eğer elinin değdiği her işte kendi hikayenden parçalar varsa anlatıcı olursun. Gerçekten dinleyenlerin olur. Nihayetinde de kendi hikayesine sahip çıkanlar, yetenek ve iyi teknik arasındaki farkın ne olduğunu herkese gösterirler. Hakkındaki tüm eleştirilere rağmen kabul etmek gerekir ki onlardan biri de Taylor Swift.

taylor swift

Kendisi 2004 yılından beri aktif olarak çalışıyor. ‘Çocukluğunu biliriz’ dediklerimizden. Country müzik tarzında ürettiği şarkılarıyla tanınmasına rağmen yıllar içinde değişimlerden geçiyor. Yeni albümü Folklore bunun en büyük örneği mesela. Seveni, sevmeyeni ve acımasızca eleştireni bol bir isim olmasına rağmen bu sefer hayranlarından, hayranı olmayanlardan ve ünlü müzik eleştirmenlerinlerinden iyi notlar kaparak övgülerin sahibi oluyor. Hatta müzik sektörü için önemli bir yere sahip olan Pitchfork’un kıdemli editörlerinden Jillian Mapes, Folklore albümü için methiyeler düzüyor ve şarkıların Taylor’ın hikaye anlatma yeteneğini vurguladığını söylüyor. Hayranları tarafından asla yeterli bulunmasa da albüme 8 puan verdiğini de ekliyor. Hatta bu yüzden sosyal medya aleminde alevli tartışmalar da dönüyor.

Albüm yayınlandığı gün itibariyle 100 milyonun üzerinde günlük dinlemeye ulaşarak tüm zamanların en çok dinlenen kadın sanatçısı unvanını Taylor’a kazandırırken sadece Amerika’da 850 bin adet satış yakalayarak 2020’nin en çok satan albümü rekorunu da elde etmiş. Ayrıca ‘Cardigan’ ve ‘Folklore’ hem Hot 100, hem de Billboard 200 listesinde aynı hafta bir numaraya yükselerek bir başka rekoru daha elinde tutuyor. Taylor bile bu duruma olan şaşkınlığını attığı bu Tweet ile gösteriyor.

Genç ve çalışkan popçumuz karantina sürecinin kendisine epey yaradığını, kalemine ve yaratıcılığına katkı sağladığını belirtiyor. “Folklor haline gelen bir hikaye kulaktan kulağa geçmiştir. Hatta şarkısı bile söylenmiştir. Folklorde hayal gücü ile gerçeklik arasındaki bağlar bulanıklaşır ve gerçeklik ile kurgu arasındaki sınırlar ortadan kalkar. Varsayımlar gerçekler haline gelir. Mitler, hayaletler, hikayeler ve masallar, peri masalları, dedikodu, efsane… Kendimi soyutladığım bu süreçte hayal gücüm kendini aştı ve bu albüm, bilinç akışı gibi beynimden süzülen şarkılar ve hikayelerin bir bütünü. Elime kalemi almak, anılara, tarih ve hayal dünyama kaçış şeklimdi. Şimdi bu hikayeleri nesilden nesile aktarmak sizin elinizde.” (İddialı…)

Bu yılın başlarında Netflix’te yayınlanan Miss Americana belgeselinden de bilindiği üzere, ki belgesel her ne kadar klasik bir ünlü belgeseli olsa da, kendisi gerçekten çok çalışkan. Karantina sürecinde de hayranlarının beklentilerini boşa çıkarmayarak sekizinci stüdyo albümünü onlarla buluşturuyor. Üstelik karşımızda mini bir albüm yok, 16 şarkılık koskoca bir çalışma var. Ayrıca bu süreç boyunca gerçekten kimselere haber vermeden çalıştığı, hatta anlaşmalı olduğu plak şirketinin bile yayınlanmasından birkaç saat önce albümden haberdar olduğu söyleniyor. Normalde bir albüm çıkarmak için mükemmel zamanın gelmesini beklediğini ama şu an geçirdiğimiz belirsiz dönem nedeniyle hiçbir şeyin garantisinin olmadığını fark ettiğini belirtiyor. Uzun lafın kısası “Sevdim ve paylaşıyorum” diyerek konuya noktayı koyuyor. Herhangi bir pazarlama taktiği gütmemesi bir noktada takdire şayan.

Daha ilk şarkıdan bile belli olduğu üzere sanatçının o eski halinden eser yok. Bir pop star’ın yeni albümünü dinlemiyoruz. Albümün tamamı piyano, gitar ve akustik düzenlemelerle oluşturulmuş yani karşımızda indie, folk hatta alternatif rock ezgilerinin olduğu bir albümü duruyor. Son yılların esaslı prodüktörlerinden Jack Antonoff ve The National’dan Aaron Dessner gibi önemli isimlerle güçlerini birleştiriyor albüm için. 16 şarkının 11’inde imzası bulunan Dessner, Taylor’dan Nisan ayında iş birliği yapmak için bir mesaj aldığını, yaklaşık dört ay boyunca her gün telefon ve mesaj aracılığıyla temas halinde kaldıklarını anlatıyor. Taylor’ın ona gönderdiği demo kayıtlarının inanılmaz kısa bir süre içerisinde şarkılara dönüşmesine şok olurken üretkenliğine de hayran olduğunu belirtiyor. Karantina sürecinin bir yansıması olarak da birlikte stüdyoya girmeden, dosyaların karşılıklı gidip gelmesiyle yaratım sürecinin tamamlandığını söylüyor.

“İkimiz de bunun yaptığımız en iyi işlerden biri olduğunu hissettik” diye de ekliyor.

Bir de dinlenme sayılarından belli olduğu üzere, albüm için gerçekten önemli bir şarkı, bir Bon Iver düeti var. (Evet, Bon Iver de eklendiğinde göre karşımızda gerçek bir indie albümü var diyebiliriz.) ‘Exile’ iki sevgilinin ayrıldıktan sonraki görüşlerinin hüzünlü karşıtlığını yansıtıyor. Taylor ile Bon Iver’in büyük gücü Justin Vernon’ı buluşturan ise elbette ki Dessner. “Zamanımızın iki büyük sesinin ortaya çıkarttığı bu esere hayranlıkla tanık oldum” gibisinden gururlu bir ifadeyle dile getiriyor zaten memnuniyetini.

Swift, COVID-19 sebebiyle sağlık prosedürlerine dikkat edildiğini, albümün çıkış şarkısı olan Cardigan için çekilen klipte saçını, makyajını, kıyafet seçimini kendi kendine yaptığını hatta klibin yönetmenliğini de bizzat üstlendiğini duyurmuştu.

Eğer pandemi olmasaydı birkaç hafta sonra Glastonbury festivalinin 50. yılında Taylor Swift de yer alıyor olacaktı. Zaten ‘Lover’ albümünden sonra ilk defa kendisi turne yapmak yerine festivallerde sahne alacağını duyurduğundan hayranları büyük bir heyecanla festivali bekliyordu. Şimdi yeni albümünün de etkisiyle seneye gerçekleşmesi planlanan etkinlik öncesi heyecanlı bekleyiş iyice zirveye çıkacak belli ki.

Taylor-Swift-folklore-e1596382169646

Yazının sonuna gelirken hikaye anlatıcılığının neden önemli olduğunu vurgulamak adına sözü tekrar Taylor’a bırakıyoruz; “Sadece kendi hikayelerimi değil, hiç tanımadığım, tanıdığım veya keşke tanımasaydım dediğim insanlar hakkında veya onların perspektifinden yazarken buldum kendimi” diyerek albümünün yaratım sürecini özetliyor. Kendisine önyargıyla yaklaşan birçok müzikseveri bile etkileyen bu albüm, şarkılarıyla sadeliğin güzelliğini bir kere daha hatırlatıyor.