Oyuncakların gücü adına: Converse All Star Dilara Akbal ile Toyistila sergisini ve yürek yakan karakteri Heart Stealer’ı konuştuk

Kadıköy’ün dingin sokaklarından birine sapıyor ve yaratıcılığın her türlüsüne kapılarını açan HOOD Base’e giriş yapıyoruz. Bu sefer buraya gelmemizin sebebi ToyArt•Ist’in ilk kolektif sergisi Toyistila. Converse Türkiye’nin desteğiyle gerçekleşen Toyistila özgün karakterlerle dolu bir evreni önümüze seriyor. Burada uzak, çok uzak diyarlardan kopup gelen Badi de var, heybetli ama renkli Beastron da… Her bir karakterin peşinde yepyeni bir hikayeye doğru yol alırken, artık kedilere olan düşkünlüğümüzden midir bilinmez, illüstrasyonlarına her daim dadanmaktan kendimizi alamadığımız Dilara Akbal’ın sevgi arsızı kedisine takılıp kalıyoruz. ”Heart Stealer” adlı bu figürün belli ki bize anlatacak çok şeyi var.

Ama şimdilik gözümüzü ondan kaçırmayı başarıyor ve Converse All Star sanatçılarından Dilara Akbal’a sorularımızı yönlendiriyoruz. Genç yetenekleri desteklemek üzerine geliştirilmiş bir program olan All Star, spor, sanat ve müzik gibi farklı disiplinlerde yaratıcılığı konuşturan isimlerle bir araya geliyor. Sanatçıların kendilerini geliştirmeleri için bu program kapsamında olanaklar sağlayan Converse, genç yetenekleri mentorlar ve farklı projelerle bir araya getirerek gelişimlerine destek olmayı hedefliyor.

18 sanatçının sınırlı sayıda üretilen tasarım oyuncaklarının yer aldığı Toyistila Türkiye’nin ilk sanatçı tasarımı oyuncak sergisi ve Dilara’nın da dediği üzere bu serginin de, oyuncakların da (hâlâ) kalp atışlarımızı hızlandıran bir tarafı var.

Fotoğraf: Düğme Film 

Dilara merhaba, seninle Toyistila sergisi üzerinden yollarımız kesişiyor ama hazır seni bulmuşken daha ‘‘genel’’ bir yerden konuya girmek isteriz: İmzanı taşıyan her iş detaylarla zenginleşen bir hikayeyi önümüze çıkarıyor aslında. Bu hikaye anlatıcılığının arkasında nasıl bir motivasyon var?

Merhaba, spesifik olarak bir motivasyonum yok. Sadece sosyal yaşamımda ya da yalnızken komik bulduğum, beni etkileyen konuları yazmayı seviyorum. Yaşamımdaki durumlar ve olaylardan çok etkileniyorum ve onları bir olay örgüsünde farklı karakterlerle yansıtıyorum. Bu hikaye, bir nesne ya da bir durumla başlayıp üretim esnasında da ilerleyebiliyor. Aslında tüm bunlar için kendimce bir oyun, eğlence ve bazen de hissetiklerimi aktarmanın bir yolu diyebilirim.

‘‘Detaylar’’ konusunun üzerinde biraz daha durmak isteriz çünkü illüstrasyonlarına her bakışımızda keşfettiğimiz yeni bir detayla birlikte önümüzde farklı bir kapı açılıyor. Üretim sürecinde bu detaylar nasıl şekilleniyor? Başlangıç noktasından finiş çizgisine, bu süreç nasıl ilerliyor?

Genellikle üzerine yoğun olarak düşündüğüm bir sorun ya da güldüğüm bir espriyi yazarak başlıyorum. Daha sonra bunların etrafındaki yakın hikayelere odaklanıyorum. Beni asıl heyecanlandıran şey ise çizim eskizinde sürpriz olarak çıkan detaylar… Bazen başlangıçta hayal ettiğim bir fikir, bitişte bambaşka hallere bürünmüş olabiliyor. Bu benim oyun alanım; burada vakit geçirmek ve her karakteri anlamak benim için çok önemli.

ToyArt•Ist’in HOOD Base’deki ilk kolektif sergisi Toyistila’da sen de Heart Stealer adlı üç boyutlu oyuncak tasarımınla yer alıyorsun. Toyistila ile nasıl bir araya geldiniz?

İlk olarak Converse bana ulaştı ve oyuncak tasarlama konusunda ne düşüneceğimi sordu. Benim için heyecan verici bir fikirdi çünkü ilk kez bir oyuncak tasarlayacaktım. Daha sonra ToyArt•Ist ile iletişime geçtik ve Converse sayesinde sergiye dahil oldum.

Üç boyutlu oyuncak tasarımı, bildiğimiz kadarıyla senin üretimlerin açısından bir ilk. Heart Stealer’ın ortaya çıkış süreci nasıl ilerledi peki? Bu sefer bize nasıl bir hikaye anlatıyorsun?

Heart Stealer’ınkisi aslında süreç içinde ortaya çıkan bir hikaye. Heart Stealer, kendim için oluşturduğum ”Her güne bir kahraman” projemdeki bir karakterdi. Bu karakter bir gönül hırsızı; her mahallede, köşede bizim kalbimizi çalan küçük bir kedi. Karşılıksız verilen sevgileri kendi kalbinde depoluyor. Ama zamanla o kadar doyumsuz oluyor ki artık sadece hırsızlık yapmaya başlıyor.

İllüstrasyonlarında ve Heart Stealer ilk olarak renkler kazınıyor zihnimize. Her ne kadar neşeli gibi gelse de bu rengarenk dünya kimi zaman çok karanlık yerlere de açılabiliyor işlerinde. Renkler senin anlatımında nasıl bir işlev üstleniyor?

Evet 🙂 Konunun içeriği ile görsel durumun zıtlığını hikayelerimde birleştirmeyi seviyorum. Renkli görünen tasarımımın içine bu karanlık konuları saklamak, onlar üzerinden oyun oluşturmak benim için çok değerli gerçekten.

Oyuncaklara çocuksu özellikler atfedilir genellikle ama yetişkinlerin dünyasında bu figürlerin kimi zaman çok daha büyük anlamlar taşıyabildiğini -bizzat kendi deneyimlerimizden- biliyoruz. Toyistila’nın bir parçası olmak ve oyuncaklarla kurduğun ilişki neler ifade ediyor senin için? ‘‘Yetişkinlik’’ dediğimiz şu yaş aralığında oyuncaklardan vazgeçmek neden zor dersin?

Oyuncaklara dair en güzel özellik bir zaman sonra insanın arkadaşı haline gelmeleri… Yani benim için öyle en azından. Küçükken en çok yanında tuttuğun, en çok konuştuğun ve belki de ilk iletişime geçtiğin nesne. Bu şekilde bağ kurarak büyüyünce yetişkinlikte de o histen kopmak zorlaşıyor. Bence çocukluğumuzdaki o yakınlığı aradığımız için vazgeçemiyoruz oyuncaklardan.

Toyistila’nın benim için anlamı büyük çünkü benim oyuncaklarım ya bir başkasının kahramanı ya da yine bir başkasının hikayesinin bir parçasıydı. Toyistila sayesinde kendi hikayemi anlatabileceğimi ve kendi kahramanımın oyuncağını yaratabileceğimi fark ettim. Bu benim için gerçekten çok değerli. Artık başka insanların benim oyuncağıma yakınlık kurma hissi heyecanladırıyor beni.

Yetişkinlerde oyuncak sevdası, koleksiyonerlikle birlikte gelebiliyor kimi zaman. Koleksiyonlarla sen nasıl bir bağ kuruyorsun? Biriktirmek mi yoksa görüp sonsuza dek vazgeçmek mi?

Sana iyi hissettiren ya da duygularına dokunan, bağ kurduğun nesnelerin etrafında olması güzel bir şey bence. O yüzden biriktiriyoruz sanırım 🙂

Globalde yürütülen All Star programı kapsamında Converse Türkiye de bu serginin arkasındaki güçlerden biri. All Star programına dahil olman nasıl gerçekleşti ve bu sürecin senin üzerinde nasıl bir etkisi oldu?

Converse ile daha önceden birlikte pek çok tasarım yaptık. Converse’in sahip çıktığı fikirler, düşünceler üzerine aslında ben de epey kafa yorup çalışıyorum. Bu yüzden Converse topluluğuna dahil olmak benim için heyecan verici. Birçok farklı yaratıcı insanla benzer duygular etrafında iş üretmek… Bir markanın seni farklı disiplinlerle bir araya getirerek yaratıcılığına destek olması çok güzel. Bu yüzden All Star olmak heyecan verici.