Ekin Bernay Atlas isimli performansıyla Londra’da

Ünü dünyanın farklı noktalarına ulaşmış bir performans sanatı platformu olan Performistanbul’u biliyor ve projelerini bizler gibi hayranlıkla takip ediyor olmalısınız. Performistanbul sanatçılarından Ekin Bernay’ın Atlas adını verdiği 33 dakikalık yeni çalışması ise 26 Kasım’da V&A Museum’da olacak. Londra’daki müzenin Raffaello odasında, Friday Late kapsamında izleyicilerle buluşacak olan performans, hayatta kalan en eski müzik kompozisyonu Seikilos Epitaph’ın bestesinden ilham alıyor, performansın esas yolculuğu ise Şubat 2021’e dayanıyor.

Performansın fikri, sanatçının hakikat duygusu arayışı vesilesiyle ortaya çıkıyor diyebiliriz. “Dünyadaki tüm deneyimlerimin yaratıldığı gerçekliğimin ekseni, nöronların yaşam denen simülasyonun her anına komuta etmek için anlamlı sinyaller ilettiği yer…” sözleriyle de hem omurgasını tanımlıyor hem de odağını oraya çevirince ortaya çıkanları bizlerle paylaşıyor. Zaten sanatçı Ekin Bernay, Roehampton Üniversitesi’nde Yüksek Lisansını Dans Hareket Psikoterapisi üzerine tamamlıyor daha sonraki klinik çalışmalarını da dans hareket terapisti olarak sürdürüyor. Kendisi yetişkinlerin ruh sağlığı, otizm, ilkokul dönemindeki ve mülteci çocuklarla çalışma gibi konularda da epey deneyimli bir isim. Sanat pratiğinde de dans hareket terapisinden yararlandığı performatif atölyeler düzenliyor ve daha geniş kitlelere ulaşmaya çalışıyor. Elbette tüm çalışmaları, performans sanatının iyileştirici niteliklerine odaklanıyor. Bunu yaparken de izleyiciyi yönlendirmek adına metin, ses ve koreografi gibi elementleri bir araya getirerek kullanmayı tercih ediyor. Ayrıca, daha önce de belirttiğimiz üzere Performistanbul tarafından temsil edilmekte.

“Yaşarken parla

Hiç korkma

Hayat sadece kısa bir süre için var

Ve zaman, hakkını talep ediyor”

Seikilos Epitaph

Bir de belki duymuşsunuzdur, gökleri omuzlarında taşımaya mahkum edilen Titan efsanesi Atlas, aynı zamanda kafatasımızı omurgamıza bağlayan C1 isimli omura da adını veriyor. Bernay ise bu kemiğin dünyadaki insan deneyiminin bir yansıması olduğuna inanıyor. Ormanın bilgeliği ve tasavvuftan ödünç aldığı bilgi ve fikirler ışığında da derinlere indikçe iniyor. Performansını da dört bölüm olarak ele alıyor: “Doğuyorum, yolda yürüyorum, sonsuz huzuruma ulaşıyorum ve bedenimin sınırlarını aşıyorum”.

Bu koca dünyanın insanları olarak omuzlarımızda ve kalbimizde taşıdığımız ağırlığa hem fiziksel hem de duygusal perspektiften bakarken, kendi özüne bir adım daha yaklaşmak umuduyla da insan vücudunu adeta yapıbozuma uğratıyor. “Dünyaya kendi gerçeklik deneyimimden daha fazla ne sunabilirim?” sorusuyla da performansının adımlarını attığını belirtiyor. Faruk Sade Sanat Fonu 2021 tarafından desteklenen projenin sponsorları ise Sirmersan & Design Elements Co., Ömer Burhanoğlu ve İrem Erim. Kalbimizi on ikiden vuran bu performansı en yakın zamanda ülkemiz semalarında da izlemeyi umuyor, son sözleri ise bizzat Ekin Bernay’ın kendisine bırakıyoruz.

“Aynaya bakıyorum ve geçicilikle yüzleşiyorum.

Verebileceğim tek şey dürüstlüğümdeki hayatım.

Yaşamak yalnız ama yine de sevgi dolu.

Bu benim, devam ediyor, arıyorum.” 

Ekin Bernay