”Bu mutluluğu nasıl bulduğumuzla alakalı bir hikaye”: Wanda’nın çokluevrenlerdeki hikayesini Elizabeth Olsen’dan dinliyoruz

Scarlet Witch, Wanda Maximoff, Avenger… Siz ona hangi ismiyle sesleniyorsunuz bilmiyoruz ama Elizabeth Olsen, kariyerinin altın dönemini yaşıyor. Yer aldığı birkaç bağımsız filmi eminiz ki herkes unuttu ve birçok kişi onu Scarlet Witch olarak tanıyor. Haksız sayılmazsınız. Biz de Elizabeth Olsen’a dadanmaya, dadandıkça aşık olmaya devam ediyoruz.

Okuma önerisi – Meşhur kardeşleri, Marvel macerası ve yeni HBO dizisiyle: Elizabeth Olsen’ı konuşuyoruz

Sessiz sedasız kariyer basamaklarını tırmandıktan sonra, Marvel Sinematik Evreni’ne geçiş yapan Elizabeth Olsen gönlümüzde kurduğu tahtta yerini sağlamlaştırıyor. Son olarak Doctor Strange in the Multiverse of Madness’ta Wanda Maximoff ya da bilinen adıyla Scarlet Witch olarak karşımıza çıkan Olsen, bizi karakterin gerçekliğine ikna etmekte hiç zorlanmıyor. Film boyunca hipnotize olmuşçasına hayran hayran ekrana kitleniyoruz. Öyle ki, Scarlet Witch yalnız geçen gecelerde kulağınıza fısıldayabilir ve kendinizi birden başka bir evrende bulabilirsiniz. Söz konusu Marvel ise her şey mümkün. Olsen’ın Scarlet Witch karakteriyle bir süre daha uykularımızı kaçıracağı da kesin. Dünyanın en güçlü büyücülerinden birine saygı duymak da gerekir tabii. Scarlet Witch, Dumbledore, Voldemort, Gandalf’ın bir araya geldiği bir evrenin hayalini kurmak da ihtimaller dahilinde. Bu ihtimaller ışığında, Scarlet Witch’i Olsen’dan dinlemeye karar verdik. Sizi Dadanizm’e özel olarak gönderilen röportaja davet ediyoruz. Gelin, hep beraber dadanalım.

Wanda’nın yoğun karakter gelişimini birebir deneyimlemek nasıldı senin için?

Bu benim için inanılmaz bir fırsattı. Bana göre, asla hata yapmayan kahramanların olduğu bir senaryoda rol almak çok da eğlenceli değil. Bunu ilgi çekici bulmuyorum. Wanda’yı sevmemin sebebi başından beri inandıklarının çok net olması. Onun inançları diğerlerininkiyle uzlaşmıyor ama bu sorun değil. Bunun farkına kendisi varacak ve hata yaptığında bunu itiraf edecek. Bence WandaVision, Wanda’nın hayatının kontrolünü ilk kez kendi ellerine alışının hikayesiydi.

Kendi kararlarını kendisi veriyor ve ilerleme kaydetmesi gereken çok fazla şeyin olduğunu fark ediyor. Kasabaya ve kasaba halkına yaptıklarının sorumluluğunu da hissediyor tabii. Ancak, kendi için yarattığı hayatın kayıplarını tecrübe ederken, bu hayat artık Çokluevren’de var olabilecek. Vision ile Avengers: Infinity War’da bir fedakarlık yaptı ve doğru bir karar vermeye çalışırken sonucunda ailesini bile kaybetti.

Marvel Sinematik Evreni’nde, bir anne bakış açısını da ilk kez görüyoruz sanki…

Bunu WandaVision’da, Maria Rambeau ile Teyonah Parris’in karakterlerinde de işlemiştik. Ama bu tarz süper güçleri olan bir anne ile bunu ilk kez deniyoruz.

Zoom In Scarlet Witch GIF by Marvel Studios - Find & Share on GIPHY

Yönetmen Sam Raimi ile çalışmak nasıldı peki?

Onunla sette geçirdiğim ilk günde anladım bunun çok eğlenceli bir deneyime dönüşeceğini. Sam çok nazik ve çok açıkfikirli biri. Bu filminin yarattığı duygularla çok tezat bir yerde aslında. Aynı zamanda diğer harika filmlerinin yanında bu tarz ürkütücü öğeler barındıran filmler de yapıyor. Teknik ekipmanları özgürce kullanıyor, özellikle kamera oyunlarına hayranım. İş birliğine de oldukça açık ve tüm bunlara son derece eğlenceli bir yerden yaklaşıyor. Sizin fikrinizi alıyor ve onu geliştiriyor.

Bu karakteri, o ve ben birlikte geliştirdik ve onun fikirlerinin işe yaradığını görmekten çok mutlu oluyorum. O ve ben bu karakteri çok seviyoruz ve filmde karakterimin yaptığı bazı şeyleri haklı çıkarmanın keyfini yaşıyoruz. Buna çok güldük. Raimi ile çalışmak benim için bir zevkti. Ondan bir şeyler kapıyorum, özellikle de lensler hakkında, çünkü onun kamerayla nasıl oynadığını öğrenmek istiyorum. O, tatlı mı tatlı ve çok kibar bir adam.

Okuma önerisi – Aklım buz gibi yanına koştu: Doctor Strange in the Multiverse of Madness film incelemesi

Benedict Cumberbatch ile birlikte kamera karşısındasınız. Nasıl geçti set günleri? İkiniz de epeydir Marvel Sinematik Evreni’ndesiniz. Bu ortak deneyimin size ne gibi katkıları oldu?

Benedict ile birlikte Avengers: Endgame için üst üste bazı sahneler çekmiştik ama sonrasında yer almamıştı filmde o sahneler. İlk o zaman sette tanışmıştık. Onun haricinde Comic-Con gibi etkinliklerde karşılaşıyorduk. Onunla yeniden sette olacağım için sabırsızlanıyordum.

Bunu daha önce de yapmış olan biriyle çalışmanın güzel yanları var. Yani, bu tarz filmlerde genellikle ya çizilmiş bir X ile ya bir tenis topuyla ya da yeşil ekrandan bir işaret ile çalışıyorsunuz. Senaryoda herhangi bir diyaloğunuz olmadığında her zaman sette olmanız gerekmeyebiliyor ve bunun kişisel algılanmayacağını bilmek güzel. Şunu diyebilmenin rahatlığı ile çalışıyorsunuz. “Ah boşver Benedict, lütfen evine git. Sana bakıyorken burada olmana gerek yok çünkü bu o tarzda bir proje değil.” Diyalog bölümleri ve hikayeyi oluşturmak çok önemli ama sonuçta benim repliğim için birinin yerde yatıp gözümün önünde olmasına gerek yok.

Bana kalırsa bu tarz filmleri yapmanın kolay bir yanı var. Buna karşın, Avengers: Age of Ultron setindeyken her şey beni şaşırtıyordu. Şöyle diyordum, “Nasıl yani, burada yoklar mı?” Anlamamıştım. İşin bu kısmı ortak deneyime ve ortak bir dile dönüşüyor, birbirimizin her zaman orada olamayacağını biliyoruz ve bu sorun değil.

https://giphy.com/gifs/nerdist-scarlet-witch-wandavision-wanda-tPQEkhgJm35ehmu1Za

Fiziksel olarak ne kadar zorladı bu proje seni?

WandaVision’ın finalinde de aynı derecede zorlandım. Bu sadece daha genişletilmiş hali gibi.

Uçma sahnelerini diyapazon diye adlandırılan cihazlarla daha rahat hale getirdik yani sadece tellerle asılı değildim. Aslında büyük metal bir parça ile belimin etrafını saran bir yelek giyiyorum. Sonra biri onu hareket ettiriyor ve ben sanki havada süzülüyor ya da uçuyormuşum gibi duruyorum. Bunun gerçekten yardımı dokunuyor çünkü vücudunuzu daha kolay kontrol edebiliyorsunuz. Bazı ekipmanlar, bir süre sonra can yakıyor ama yine de ben bundan keyif alıyorum. Bu arada bir de dublörüm var, C.C. Ice ve birçok koreografiyi o da yapıyor.

Peki bu filmle birlikte seyircileri ne türden bir yolculuk bekliyor?

Bu mutluluğu nasıl bulduğumuzla alakalı bir hikaye ve aynı zamanda insanların farklı yollara ayrıldığı klasik bir hikaye. Bence romantikleştirdiğimiz şu soruya geri dönüyoruz: Eğer bunu değil de diğerini tercih etseydim hayatım nasıl olurdu? Olduğumuz yere bizi neyin getirdiğini düşünmemiz lazım.

Verdiğimiz tüm bu kararlarla hayatımızı yaşamaya nasıl devam edeceğiz? Bununla nasıl uzlaşacağız? Ve ilerlemelerini istediğimiz insanlar kimler? Filmin merkezindeki sorular bunlar.

Yani, film eğlenceli ama bir taraftan da korkutucu. İnsanların bundan ne çıkaracakları hakkında bir fikrim yok. Umarım, korkup havaya sıçradıkları için gülerler. Eğer korkarlarsa sonrasında filmin üzerine biraz düşünsünler. Ne olsun isterlerdi? Onların hayatlarında bir sürü seçenek olsaydı ne yaparlardı?

https://giphy.com/gifs/nerdist-scarlet-witch-wanda-maximoff-avengers-endgame-gfx5jlf9dALtkLcjm7

Bu filmin Marvel Sinematik Evreni üzerinde nasıl etkisi olacak?

Sanırım, Spider-Man: No Way Home’da da olduğu gibi Çokluevren’in kilidini açmak, sonsuz seçenekleri olan büyük bir Pandora kutusu oluşturuyor. Çokluevren’de tüm bu seçeneklerle nasıl bir yol seyredeceğimizin bana kalırsa bir sonu yok.

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et