Unutamadığımız karakterleriyle karşımızda Milo Ventimiglia

Büründüğü her rolün hakkını veren, oynadığı televizyon dizilerindeki karakterlerle hafızamıza kazınmış olan Milo Ventimiglia’ya dadanıyoruz bugün. Uzun soluklu dizi This is Us’ın ardından The Company You Keep ile ekranlara dönmüştü fakat ikinci sezonu ABC tarafından iptal edildi. Geçtiğimiz ay William Eubank’ın yönettiği, Russell Crowe ve Liam Hemsworth’le beraber oynadığı macera filmi Land of Bad yayınlandı, bir süredir ara vermiş olduğu sinemalara geri döndü.

Peki, Ventimiglia’nın hangi özelliği oynadığı karakterleri bu kadar unutulmaz kılan? 18 yaşında başladığı oyunculuk kariyerinde giderek artan performansı mı, birçok ünlü animasyonda da yer alan ses tonu mu yoksa içimizi eriten ve onunla özdeşleşmiş çarpık gülümsemesi mi? Benim oyum sonuncudan yana olsa da birçok etkenin onu muazzam bir oyuncu yaptığı aşikâr. Tekrar tekrar izlediğimiz dizileriyle hafızamızda özgürce yaşayan canlandırdığı karakterlere dadanalım hep birlikte.

Jess Mariano – Gilmore Girls

Gilmore Girls’ün Rory’sinin asi aşkı Jess, hâlen popüler kültür âleminde adını duyduğumuz bir karakter. Dizide Luke Danes’in yeğeni olan Jess, asi ve kural tanımaz kişiliğiyle Rory’nin “kötü çocuk” sevgilisi olarak anılıyor. Ancak isyankâr halinin altındaki sebepler hiç de göz ardı edilecek gibi değil. Sonuçta Gilmore Girls’ten bahsediyoruz, karakterlerin iletişiminin ve geçmişlerinin yoğunca işlendiği bir yapım.

Okuma önerisi – Dünya yanarken Gilmore Girls izlemek

Jess’in aile ilişkilerinden ve sevgiden yoksun bir hayatının olması onun için pek çok şeyi daha da zorlu kılıyor. İnsanlara soğuk davranan Jess, aslında oldukça zeki ve kabiliyetli biri. Edebiyatla iç içe ve sanatla ilgileniyor. Rory ile de tam bu nedenle uyuşuyorlar.

Gilmore Girls yayınlanmasının üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen hâlâ izlenmeye hatta yeni seyirciler edinmeye devam ediyor. Rory’nin hangi partnerini ona daha çok yakıştırdığımız tartışması da alevli bir şekilde sürüyor tabii. Siz hangi taraftasınız? #TeamJess, #TeamLogan yoksa #TeamDean mi? Ben kasabanın punk çocuğu, Rory ile saatlerce edebiyat ve müzik konuşan, ona hayallerini gerçekleştirmesi için teşvik eden, küçük detayların insanı Jess’ten yanayım.

“You should write a book.”– Jess Mariano

Dizinin finalinden dokuz yıl sonra yayımlanan Gilmore Girls: A Year in the Life adlı yapımda, hayranlarının karakterde gördüğü potansiyel gerçekleşti ve Jess çocukluktan uzaklaşmış, yayıncılık kariyerinde ilerlemiş biri olarak karşımıza çıktı. Rory için de bu dönüşün zamanlaması daha harika olamazdı.

Ayrıca bu başlığa magazinsel bir not düşmek gerekirse Milo Ventimiglia, bir yıl önce Jarah Mariano ile evlendi. Gilmore Girls hayran topluluğu da tabii ki Jess Mariano ile isim benzerliğini gözünden kaçırmadı.

Peter Petrelli – Heroes

Bilimkurgu drama dizisi Heroes, 2006’da televizyonda ilk yayımlandığında çok büyük ses getirip kısa sürede en çok konuşulan dizilerden olmuştu. Ventimiglia ise bu dizide Peter Petrelli adında diğer insanların süper güçlerini kendine katabilen ve onları kopyalayan bir hasta bakıcıyı canlandırıyordu. Dört sezon boyunca Heroes’ta yer alan Peter, dizinin kilit karakterlerinden biriydi.

Gilmore Girls’ten sonra çok farklı bir rolü üstlenmenin kendisine eşsiz bir deneyim kattığını belirten Milo, bir röportajında Heroes’tan sonra uzun süre işsizlik yaşadığını ve oyunculuk kariyerinin biteceğini düşündüğünü söylüyor.

Geriye baktığımızda Heroes ne kadar her sezonu gittikçe kötüleşip hayal kırıklığı yaratsa da zamanına göre özellikle karakter yaratımı üzerinden ilgi çekici bir diziydi.

Bu başlığı diziden unutamadığımız, Peter’ın hayatını değiştiren o cümleyle kapatalım:

“Save the cheerleader, save the world.”

Jack Pearson – This Is Us

NBC harikası This Is Us muhtemelen Milo’nun en iyi performansını izlediğimiz yapım oldu. (Gilmore Girls ve Heroes, affedin bizi ama gerçek bu.)

Emmy Ödülleri’nde bu dizideki rolüyle adaylık kapan Milo aynı zamanda This Is Us’ın birkaç bölümünü çekerek yönetmenlik koltuğuna da oturdu. Pearson ailesini konu alan dizi, hepimizin kalbinde derin bir iz bıraktı. Altı sezon boyunca ailenin her bir ferdinin güçlü hikâyesini nostaljiyle, sevgiyle ve tüm gerçekliğiyle izledik. Bu kadar bağlandığım, mutlu olduğum ve bir o kadar da ağladığım başka dizi henüz ben izlemedim.

Okuma önerisi – This Is Us ekibine ve Pearson ailesine sevgilerle: “Her şey biter”

Pearson ailesinde baba rolünü oynayan Jack, hepimizin hayalindeki eş, baba ve arkadaş. Şefkat dolu, sadık, iyimser ve herkese sonsuz sevgisiyle yaklaşan ve dizinin en sevilen karakteri. (Övmelere doyamadık.) Fakat Jack de bir insan(!) ve This Is Us’ın bu kadar muhteşem bir dizi olmasının nedeni de burada devreye gidiyor. Dizide her karakterde de gösterildiği üzere Jack’in de kırılganlıkları, bağımlılıkları, zor bir çocukluk geçirmesinden kaynaklanan aşamadığı döngüleri var. Eşi Rebecca ile üçüz çocuklarını büyütmeye çalışırken verdikleri mücadelenin her anına tanıklık ediyor, dizide sürekli zaman atlaması olduğu için bir ailenin bütün hayat hikâyesinin içinde gibi hissedebiliyorsunuz.

“I am thankful for my family. I’m thankful that we’re all safe and there’s no one in the world that I’d rather be too hot or too cold with.” – Jack Pearson