
Eylül Ezik’in gözünden: “Ey doğa tanrıçam sensin benim!”
Önyargıları, korkuyu ve nefreti kırmanın bir yolu da etrafımızdakileri başka bir perspektiften hatta ve hatta başkalarının gözünden görmeye çalışmak belki de… Sevdiğimiz fotoğrafçıların arşivlerine ve kareleriyle anlattıkları hikayelere dadandığımız seri kapsamında bu sefer Eylül Ezik ile yollarımızı kesiştiriyor ve her gün, her saat onlarca farklı renge bürünen gökyüzüne bir de onun kamerasından bakıyoruz.
Eylül aslında ‘dadanizm’in hakkını veren biri; gökyüzünün her hareketini izlemekle kalmıyor, ona gün be gün dadanarak hepsini bir de analog kamerasıyla fotoğraflarına taşıyor. Sebebini sorduk tabii ki. Şöyle anlatıyor:
Ey doğa tanrıçam sensin benim!
”Gökyüzünü fotoğraflamak, benim doğanın rastlantısallığına olan hayranlığımın bir kanıtı diyebilirim. Değişkenlik, sonsuzluk, çarpıcı renk paletleri, ilahi bir bakış açısı belki, kimi zaman bulutların şekillerinden hayaller kurmak, ışığın hareketiyle kusursuz renk geçişlerini izlemek ve ilham almak, kimi zaman da umut etmek… Tüm bunları fotoğrafa yansıtmak muhteşem bir haz veriyor bana.”