Gap Kış 2022 koleksiyonundan ilhamla: Hiç eskimeyen 90’lar
Gap’in ikonik parçalarla dolu Kış 2022 koleksiyonu eşliğinde 90’lı yıllara doğru ışınlanıyoruz. Televizyonda MTV açık. Meşhur kült filmler daha yeni vizyona girmiş. En sevdiğimiz denimler, ekoseler, logolar üzerimizde; arkadaşlarla buluşacağımız hafta sonunu iple çekiyoruz. Nostaljisi zihnimizde her daim canlı olsa da 90’lar o kadar da uzakta değil; müzikten modaya, sinemadan televizyona o vazgeçilmez ilhamlarıyla tekrar karşımızda.
Eğlence sektörü, 90’larda teknolojinin gelişmesi ve çeşitlenmesiyle bugün bile tam anlamıyla aşamadığımız zirvesini yaşadı. Alternatif kültürlere dünyasında yer açan platformlar sayesinde dünyaca ünlü starlar birkaç kumanda manevrası uzağımızdaydı, onlara yakın hissetmek ve benzemek çocuk oyuncağıydı. Bazılarımız walkman’lerimizi duraklatıp hızlı hızlı şarkı sözlerini not alırken, bazılarımız da havalı havalı tişörtlerimizi giyip hangi Spice Girl olduğumuz hakkında hararetli tartışmalara girdik. Belki takvim yıllarıyla çok uzakta ama 90’ların kültürü hâlâ dün gibi burada, bir yere gideceği de yok gibi. O dönemin stilleri ise Gap koleksiyolarıyla yeniden gardıroplarda.
Grunge’ın başkaldıran ruhu
90’lı yıllar şurup şeker pop gruplarının olduğu kadar kendi kurallarını koyan, hatta asi yeni nesil rock’çıların da yıllarıydı. Grunge isim itibariyle kirlilik, dağınıklık anlamına geliyor ve hem müziği hem stilinde isminin hakkını veriyor. Şimdiye kadar gördüğümüz (ve dinlediğimiz) akımlara tanıdık, ama bir o kadar da sınırlarına sığmayan grunge, ikinci el kırışık gömlekleri, soluk renkleri ve desenleri, yırtık kotları, salaş kazakları ve dağınık sarı saçlı Kurt Cobain’iyle modern kültüre yeni bir soluk getirdi. Popüler kültür ile sistemi, bunun ruh hallerine yansıması ve toplumun bize biçtiği rollerimizi eleştirmekten geri durmayan grunge, bu konuda atalarından punk’la oldukça benzer. Grunge’ı stil olarak farklı kılan, punk’ın aksine modayla ilgili ya da modaya karşı bir beyanda bulunmaması. Oysa bugün bile bize ilham olmasından anlıyoruz ki bu da başlı başına bir duruşmuş.
Sokaklardan yükselen ses: Hip hop
90’lar hip hop’un tam anlamıyla ana akım medyaya yerleştiği, günümüzde kemikleşmiş birçok popüler kültür referansının doğduğu, çoğu hip hop hayranının bugün “bizim zamanımızda müzik daha iyiydi” diye özlemle andığı yıllardı. Doğu-Batı yakası çatışmalarının ve çete kavgalarının gölgesinde, sosyal adaletsizliklerin ardında zirvesini yaşayan 90’lar hip hop kültürü, şimdi “altın çağ” diye anılıyor. Soğuk New York gecelerinde sabaha kadar freestyle yarıştırırken onları sıcak tutacak pofuduk kaban ve yelekler, maddi durumları olmayan mahallelerde büyüklerden yadigar kalan ve bolca hareket alanı bırakan dev tişört ve eşofmanlar, abartılı mücevher ve aksesuarlar bu dönem aklımıza kazınan birkaç stil manevrası; öyle ki müziğine aşina olmadığımız hip hop’çıları bile stilinden tanıyabiliyor, üzerlerinde yüzleri olan tişörtleri giyebiliyoruz. Süspansiyonlu ve dev müzik sistemli arabalarda son ses kulaklarımıza çalınan hip hop, 2020’lerde muhteşem bir dönüşle yine hayatlarımızda.
90’ların ikonik çocukları
90’lar çocuğu olmak, 20 yıldır iliklerimize, son birkaç yıldırsa tişörtlerimize ve sticker’larımıza kadar işlemiş bir duygudurum. Stil tavsiyesini Mary-Kate ve Ashley Olsen’dan alan 90’lar çocukları için en büyük hobi disketlerin metalini çekip bırakmak, çenekıran sakızların rengine anlam atayıp fal bakmak, sanal bebeklerimizin yasını tutmak ve kalem arkasıyla kaset sarmaktı. 90’lar çocuk stili günümüzde sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de bir ilham kaynağı. Salopet ve tulumların başını çektiği stilin tamamlayıcı parçaları ekoseli gömlek-ceketler, favori çizgi karakterlerimizin süslediği grafik tişörtler ve gözümüzün alabildiğine parlak renkler, desenler… Waffle doku, velür kumaş, marul kenarlı tişörtler ve ters takılan şapkaların altından uzayan mantar stili saç kesimiyse gördüğümüz anda bizi sokakta misket müzayedelerine günlere götüren ikonik detayları.
Yılların vazgeçilmezi: Denim
Denim 19. yüzyıldan beri oldukça ulaşılabilir ve dayanıklı bir materyal oldu, hatta ilk kullanım alanlarından beri madenci üniformalarıydı. Öyle ki o dönem maden işçilerinin sık sık yırtılan ceplerinden şikayet etmesi, bugün denim deyince akla gelen turuncu dikiş aksanlarına da ilham olan, ceplerin bakır düğmelerle sabitlenmesinin önünü açtı. Yüzyıllar boyu üstümüzde taşıdığımız denim, hem basitliği hem çeşitliliği hem de çokyönlülüğüyle 90’larda hayatlarımıza demir attı. Denim üstü denim giymenin günah sayılmadığı, her renk jean’in koşulsuz şartsız kabul gördüğü, kimlerden olursanız olun üstünüzde en az bir kot parçanın mutlaka olduğu yıllardı 90’lar. Bugün bütün bunların geri dönüşünden de yine bu yıllar sorumlu. Arkasına çeşit çeşit resimlerin yapıldığı boyfriend ceketlerden açık renkli mom jean’lere, Britney Spears’la özdeşleşmiş mini baby-fit tişört ve İspanyol paça jean’lerden sit-com’ların sarkastik ve çekici ana karakterlerinin (evet, senden bahsediyoruz Jerry Seinfeld) dökümlü gömlek, henley tişörtler ve spor ayakkabılarla kombinlediği üste oturan jean’lere kadar, kim olursanız olun, 90’larda size göre bir denim parça her zaman vardı.
