Gece Gezmesi öncesinde sorularımızla dadandık: Ah! Kozmos, The Ringo Jets ve The Kites

The Ringo Jets, Gülin, Lalalar, Gaye Su Akyol, The Kites, Ekin Fil, Elz and the Cult, Melis Danişmend, TSU!, Hedonutopia, Ah! Kosmos ve niceleri… Yerel müzik sahnesinin seri dadandığımız isimleri, yarın akşam (4 Temmuz, evet) İstanbul Caz Festivali kapsamında gerçekleşecek Gece Gezmesi kapsamında, Kadıköy’ün kendine has mekanlarında sahne alacak.

All Saints Moda Kilisesi, Bant Mag. Havuz / BİNA, Kadıköy Sahne, Kadıköy Sineması, KargART, Mecra, Moda Kayıkhane ve Birlikte Güzel Moda Sahnesi’nde gerçekleşecek konserlerin öncesinde, ısınma turuna çıktık; canlı performanslarına her daim vurgun olduğumuz Ah! Kosmos ile the Ringo Jets’e şehir, festival ve müzik eksenindeki sorularımızı ilettik.

AH! KOSMOS

”Kompozisyon anlamında en çok etkilendiğim alan şehrin sokakları.”

Başak merhaba!

Malum, İstanbul doğu ile batının kesiştiği yerlerden biri. Peki sence bu ikililik senin müziğine nasıl yansıyor?

İnanılmaz bir zenginliği olan ama bir o kadar da gözyaşı dökülmüş bir toprak. Ben de bu toprakta sesle zeminimi bulma çalışmaları yaparken, derinlere indiğimde birçok duygunun, hikayenin, ah’ın bir arada olduğu bir yerde bu kazı çalışmasını yapmaktan çok büyüleniyorum.

Yurtdışındaki büyük festivallerin sahnelerinde de çaldın. Geçmişe dönüp baktığında seni en çok heyecanlandıran konserin hangisiydi?

Hayatım boyunca unutamayacağım performansım Londrada Barbican Theater konseriydi. Jonny Greenwoodun açılışını yaptığım konserdi. Mekanın hissi ve son ana kadar beni içine aldığı heyecanı bambaşkaydı.

Gece Gezmesi Kadıköy sokaklarında dolaşıyor. Sen müziğinde şehrin sokaklarıyla nasıl bir ilişki kuruyorsun?

Özellikle yaptığım şarkılarda şehrin sokaklarından besleniyorum. Kompozisyon anlamında en çok etkilendiğim alan şehrin sokakları. Şarkıları ürettikten sonra içinde bulunduğum şehirle etkileşimini çok önemsiyorum. Burdaki uyumu, bir aradalığı yakalamak benim için değerli.

Aslında sadece Kadıköy değil; caz festivali şehrin pek çok farklı noktasını turluyor. Fenerbahçeden Beylikdüzü’neSenin İstanbulda keşke burada çalsam dediğin yerler neresi? Sadece konser mekanı değil; akustiğiyle ya da mimarisiyle seni etkileyen herhangi bir yer

Mimari ve hafıza olarak kocaman bir liste olur. Birkaç tanesi Yerebatan Sarnıcı, Burgazada Aya Yani Klisesi, Heybeliada Sanatoryumu

Müziğin elektronik sesleri temeline alsa da pek çok farklı türe açılıyor. Bu çoksesliliği nasıl sağlıyorsun?

Üretimimi yaparken şarkıyla olan içsel yolculuğum çok önemli. Bu sürecin en güzelleştiği an ise kendi içimde kaybolmaya, yavaşça içeri çekilmeye izin verdiğim anlarda ortaya çıkıyor. Üretim esnasında, elimden geldiğince bilinci dışarıda bırakabildiğimde, derinlere inebildiğimde ses anlamında da iyi yerlerde dolaşabilmeye başladığıma inanıyorum.

İstanbul da çoksesli bir şehir. Festivalin seçkisine de yansıyor. Sence senin müziğinize bu şehrin en çok hangi sesleri ilham veriyor?

Ses olarak İstanbulun su ve denizle olan bağı, müziğime en çok sızan şeylerden biri…

Dadanizm olarak şöyle bir geçmişe baktığımızda, aklımıza kazınan pek çok konseri aslında Caz Festivali kapsamında izlediğimizi fark ediyoruz. (Şan Tiyatrosundaki Antony & the Johnsons konseri mesela!) Senin anılarında en çok yer eden caz festivali konseri hangisi?

2001 yılı Nick Cave & The Bad Seeds.

 

THE RINGO JETS

”Yaz takvimimiz epey yoğun; Gece Gezmesi’nin ardından 8 Ağustos’ta Oslo Øya Festival ve 9 Ağustos’ta Budapeşte Sziget Festivali konserlerimiz var.”

Herkese merhaba! 🙂

T, D, L: Merhaba!

İstanbul’un rock kültürüyle özdeşleşen pek çok yeri var aslında. Peki İstanbul’da size rock’n roll’u en çok hissettiren yer neresi? Neden?

Deniz: Böyle bir bağ kuramadım herhangi bir yerle.

Tarkan: Benim için Küçük Beyoğlu’nun oralar, Pendor ve civarı, artık eskisi kadar hareketli olmasa da rock’n roll’u yaşatan bölgeler.

Lale: Tarz asla değil ama bir Mad Max modu düşünürsek Fikirtepe olabilir. Motörhead vibe’ı alıyorum.

Gece Gezmesi Kadıköy sokaklarında dolaşıyor. Sizin günlük hayatınız şehrin sokakları etrafında kurulu?

Deniz: Çekmeköy – Kadıköy.

Tarkan, Lale: Şişli – Tünel – Kadıköy.

Asında sadece Kadıköy değil, caz festivali şehrin pek çok farklı noktasını turluyor. Fenerbahçe’den Beylikdüzü’ne… Sizin İstanbul’da keşke burada çalsam dediğiniz yer hangisi olurdu? Sadece konser mekanı değil; akustiğiyle ya da mimarisiyle sizi etkileyen herhangi bir yer…

Lale: Kadıköy Sineması’nı çok beğeniyorum.

Tarkan: Dorock XL Beşiktaş’ın sahnesini beğeniyordum ama artık yok orası.

Deniz: Koşuyolu Validebağlar Korusu’nda çalmak isterdim.

Dünyanın pek çok büyük festivalinde çalma fırsatınız oldu. Grupça hafızanıza en çok kazınan, bugün bile düşündüğünüzde heyecanlandıran konseriniz hangisiydi?

Tarkan: Gutter Island Festival çok güzeldi.

Deniz: Primavera da öyleydi.

Lale: Transmusicales de hiç fena değildi.

Sizin anılarınızda en çok yer eden caz festivali konseri hangisi?

Deniz: En son İlhan Erşahin’in İstanbul Sessions konseri güzeldi.

Tarkan: 97 yılındaki 4. Uluslararası Caz Festivali’nde Güher-Süher Pekinel ve Jacques Loussier üçlüsünü dinlediğimi hatırlıyorum.

Lale: Caz davulcusu bir dayı ile çok fazla caz festivaline gidiyorsunuz, hafızam o konuda epey bulanık ama bir Gary Burton konseri aklımda kalmış.

Sizi ilk olarak Gece Gezmesi’nde izleyeceğiz ama yaz aylarında takviminizin yoğun olduğunu biliyoruz. Sırada başka neler, hangi projeler ve festivaller var?

Deniz: Yaz takvimimiz epey yoğun; Gece Gezmesi’nin ardından 8 Ağustos’ta Oslo Øya Festival ve 9 Ağustos’ta Budapeşte Sziget Festivali konserlerimiz var. Eklenecek tarihler de olacak ama asıl yoğunluğumuz, önümüzdeki ay kaydına gireceğimiz yeni EP ile alakalı olacak.

 

THE KITES

The_Kites

Geçen sene de caz festivali konserinde bir konseriniz olmuştu. Parklarda Caz kapsamında çalmıştınız. ‘Geleneksel’ konser mekanlarının dışında konser vermenin hem müzisyenlere hem de dinleyiciye nasıl bir katkısı oluyor sizce?

Tan Deliorman: Parklarda Caz etkinliği grubun ilk konseriydi ve müthiş keyif almıştık. Kalabalık, açık havada bir parkta çalmak özellikle çok keyifliydi. Kapalı mekanda çalmak biraz daha basık ve kısıtlı hissettiriyor hem sahnedeki müzisyenleri, hem dinleyiciyi. Açık havanın olayı bambaşka. Katkısını konuşmaya başlasak bitmez.

Ozan Erverdi: Açık havada çalmak bizim müziğimizle güzel bağdaşıyor.

Gece Gezmesi Kadıköy sokaklarında dolaşıyor. Sizin günlük hayatınız şehrin hangi sokakları etrafında kurulu? 

Tan: İstanbulluyuz, prova yaptığımız stüdyo vs. Kadıköy civarında olduğu için sokakta olduğum zamanlarda o civarda vakit geçiriyorum.

Ozan: Ben işim olmadıkça çıkmıyorum. İşlerimiz genelde Kadıköy’de oluyor, dolayısıyla ana durağım orası.

Aslında sadece Kadıköy değil, caz festivali şehrin pek çok farklı noktasını turluyor. Fenerbahçe’den Beylikdüzü’ne… Sizin İstanbul’da keşke burada çalsam dediğiniz yer hangisi olurdu? Sadece konser mekanı değil; akustiğiyle ya da mimarisiyle etkileyen herhangi bir yer…

Tan: Genellikle tarihi ve geçmişi olan açık hava mekanları benim ilgimi çekiyor. Özellikle Harbiye Açıkhava’da çalmak güzel olur.

Ozan: Küçüklüğümden beri çok konser izlediğim Cemal Reşit Rey’de çalmayı isterim.

Dadanizm olarak şöyle bir geçmişe baktığımızda, aklımıza kazınan pek çok konseri aslında Caz Festivali kapsamında izlediğimizi fark ediyoruz. Sizin anılarınızda en çok yer eden caz festivali konseri hangisi? 

Tan: Birçok konser izledim, fakat çocukluğumda Esma Sultan Yalısı’ndaki bir etkinlik aklımda kaldı.

Ozan: Benim aklımda kalan yıllar önce izlediğim Joshua Redman konseriydi.

Müziğinizin akıcılığı sanki doğaçlamanın sizin için ağır bastığı hissini veriyor. Tabii kişisel bir yorum olabilir bu. Peki yeni bir şarkı yazarken ne kadar doğaçlama, ne kadar planlı programlı ilerliyorsunuz? Sahnede doğaçlamaya ne kadar yer veriyorsunuz?

Tan: Zaten genelde Ozan ile müzik dinleyip muhabbet ederken, ya da doğaçlama takılırken çıkıyor parçalar. Doğaçlama olan kısım sadece part’ları oluşturuyor, sonrası düzenlemeyle ilerliyor. Sahnede bazı şarkılarımızın içinde belirli alan var, oranın içinde doğaçlama bölümler oluyor. Bir de birlikte çaldıkça evrilen şarkılar var, bazı kısımları kendi kendine farklı noktlara gitmeye başladı, gibi.

Ozan : Zaten başı sonu belli olan bir işlem. Önce genel hatlarını yazıyoruz, daha sonra şarkı planlı programlı hale evriliyor.

Sunset Vibes henüz çok yeni sayılır ama yine de soralım: Yakın gelecekte başka ne projeler var?

Tan: Yakın gelecekte öncelikle benim kısa bir askerlik dönemim var. Bir kaç festivale katılamayacağız o yüzden. Ondan sonrası için ise, zaten ikinci albüm şarkıları hazır gibi, önümüzdeki yıl belki arayı çok açmadan onu bitirip yayınlarız. Bir şarkımıza klip çekme planlarımız var, o da bahara doğru yayınlanır diye umuyoruz.

Ozan: Bizi takip edenlere yakında güzel sürprizlerimiz olacak. Takipte kalın.

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et