“İşte Benim Zeki Müren” sergisinin hissettirdiği “birhoşluk”

Yazı: Ursula Majör

Bu “birhoşluk” tabiri bize değil, Zeki Müren’e ait. Özel bir kokteyl tarifi anlatırken, bu kokteylin içildiğinde vereceği hissi ifade etmek için kullanmış: “Bu değişik içkiyi içenler bana hak verecekler. Apayrı bir, sarhoşluk değil de, ‘birhoşluk’ hissedecekler.” Yapı Kredi Kültür Merkezi’ndeki İşte Benim Zeki Müren sergisini gezerken biz de tam olarak bu “birhoşluğu” hissettik. 

Bizim neslin müzik konusunda ufkunu açan Roll dergisinden de tanıdığımız Derya Bengi’nin küratörlüğünde düzenlenen İşte Benim Zeki Müren sergisi, adından da anlaşılacağı üzere, bu coğrafyanın yetiştirdiği en büyük yorumcu ve nevi şahsına münhasır ismi Zeki Müren’in hayatını belgeler ve fotoğraflar eşliğinde adım adım izliyor. Tam da siz kendinizi Zeki Müren’in kocaman hayallerine ve parlak kostümlerine kaptırmaya başlamışken de Türkiye tarihinin karanlık noktalarını hatırlatarak şöyle bir silkeliyor ve memleket gerçekliğine çekiveriyor.

zeki müren sergi8

Yine de serginin üzerinizde bıraktığı o fantastik histen kurtulmak o kadar kolay değil. Hatta bir noktada Zeki Müren diye birinin gerçekten hiç yaşamamış olabileceğini düşünmeye başlıyorsunuz. Sanki tüm bu fotoğraflar ve mektuplar büyük bir kurgunun parçasıymış gibi… Etrafı beyin zonklatan bir muhafazakarlıkla ve bu muhafazakarlığa yaltaklanan yapaylık ve sevgisizlikle sarılmış birinin kısıtlı algıları, her bir kıyafetine özenle bir ad takan, şu üzerinde durduğumuz topraklara göre “sıradışı” kalan kimliğini cesurca her kesime kabul ettiren, duygularına kulak vermeyi kendine esas edinen bu karakterin yaşamış olabileceğini -hem de Türkiye’de!- idrak etmekte güçlük yaşıyor. Onun o otuz santimlik apartman topuklarıyla da bakıştıktan sonra bu inanamama hali iyice zirveye ulaşıyor.

Şimdi Lady Gaga düşünsün...

Şimdi Lady Gaga düşünsün…

Rahmetli anneannemle benim müzik zevklerimizin kesiştiği tek nokta olan Zeki Müren bu ülkede -neyse ki!- değeri bilinen sayılı sanatçılardan. Daha da güzel olan ise bizim kuşağın da Zeki Müren’i müziği ve kişiliğiyle alıp bağrına basması. (Bunda acaba ilk İstanbul konserinde “Zeki Müren” diyerek seyirciyi selamlayan Morrissey’in etkisi var mıdır diye de düşünürüm bazen. Sahiden nerden çıktı o “Zeki Müren”?) “Yok benim alakam olmaz” deseniz bile gidin görün İşte Benim Zeki Müren sergisini… Birazcık gerçekliği bir kenara bırakıp birhoşluğa kapılmaktan zarar gelmez kimseye. Hem belki yazının başında bahsettiğimiz o kokteylin tarfini de öğrenmek istersiniz…

– İşte Benim Zeki Müren sergisi 20 Aralık’a kadar devam ediyor!

 

 

 

 

Dadanizm sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et