Janet Jackson’ın biten kariyeri, Justin Timberlake’in artan popülerliği: Super Bowl devre arasında neler yaşanmıştı?

New York Times Present ve FX ortaklığıyla hazırlanan Malfunction: The Dressing Down of Janet Jackson, 2004 yılında Super Bowl devre arasında yaşanmış mevzulara yoğunlaşarak cevap arayan bir belgesel. Yönetmenliğini ve yapımcılığını da Jodi Gomes üstleniyor. Öyle bildiğimizden farklı şeyler anlattığını da düşünmeyin. Fakat medyanın ve toplumun ayrımcılığına epey sağlam vurgular yapıyor. Anlayana mühim yüzleşmeler de yaşatıyor. Ana karakterlerimizden biriyse pek tabii ki Justin Timberlake. Twitter alemi başta olmak üzere, çeşitli ortamlarda eskiden yaptıklarıyla tekrar eleştirilerin odağında kendisi. (bkz. #FreeBritney) Malum, yıllar yılı medyadaki cinsiyet ayrımcılığından epey fayda sağladı. Hatta bir Twitter kullanıcısının da dediği üzere; “Justin Timberlake, Amerikan toplumundaki beyaz erkek ayrıcalığının en iyi örneğidir.”

Yıl 2004. Janet Jackson da müzik kariyerinde oldukça sağlam bir noktada. Çoktan ikon olmuş. Bir Super Bowl akşamı, NSYNC’i çoktan geride bırakmış olan Justin Timberlake ile devre arası şovu için sahnede. Birlikte Rock Your Body şarkısını seslendiriyorlar. Gösterinin sonuna gelindiğindeyse Justin, Janet’in kostümünden bir parçayı yırtıyor ve canlı yayında Janet’in bir memesinin yaklaşık 150 milyon izleyicinin önünde açılmasına sebep oluyor. Bu olay tarihe “Nipplegate” skandalı olarak geçerken, olayın planlanmış bir “kurgu” veya “kaza” olduğuna dair de sonsuz komplo teorisinin önü açılmış oluyor.

Tüm ABD bir öfke topuna dönüşmüştü. Ve tüm tepkiler Janet Jackson üzerine yağdırılmıştı, tamamen ırkçı ve cinsiyetçi sebeplerden ötürü. Oysa ortada bir suç(!) varsa da Justin Timberlake de eşit derecede suçluydu ama aradan sıyrılıvermişti işte. Bu olaydan sonra Jackson’ın müzik kariyerinin de net bir yıkıma doğru ilerlediğini görüyoruz. Belgesel de bu konu ekseninde dönüyor zaten. Medyanın şekillendirdiği popüler kültürün akabinde eğlence endüstrisini nasıl sonsuza dek değiştirdiğine yönelik detaylar da öne çıkıyor.

Ve bir kez daha Timberlake, bu skandalın bir parçası olup hem asla zarar görmemesi üstüne hem de o dönem yaptığı pişkin açıklamalarla kendi kariyerine fayda sağlaması sebebiyle eleştirilerin merkezinde. Offf… Britney Spears’a yönelik medya eliyle gerçekleştirilen psikolojik şiddetin de en önemli aktörlerinden biri olduğunu geçtiğimiz aylarda yine bir belgesel üzerinden bizzat görmüştük. Daha doğrusu vaktiyle bizzat gördüğümüz bazı şeylerin arka planında yaşananları daha net bir şekilde izleyip anlamıştık. Zaten sonrasında dikkatler kendisine yönelince fena tutuşmuştu Justin de: Hulu’da yayınlanan Framing Britney Spears belgeselinin ardından eski kız arkadaşı Britney Spears’a yönelik yaptıklarından ötürü bir özür mesajı yayınlamış, Janet Jackson’ın da benzer cinsiyetçi bir tavırla şiddete uğramasına sebep olduğu için bu özüre onu da dahil etmişti. Samimiyeti sorgulanabilir tabii.

Okumak isteyenler için – Özür için çok geç: Slut-shaming etrafında Justin Timberlake ve Britney Spears olayları

Janet Jackson’lı devre arasında neler olduğu dediğimiz gibi, türlü teorileri de beraberinde getiriyor dediğimiz gibi. Gerçekten bir ‘kıyafet kazası’ mıydı, Justin mi gaza gelmişti yoksa ikili bunu planlamış mıydı bilmiyoruz ama Janet Jackson memesi açıldığı için topa tutulurken Justin buradan daha da popülerleşerek çıkmıştı. Bir de üstüne feci bazı açıklamalar yapmıştı; “Size konuşacak malzemeler yaratmayı seviyoruz” ve “Hey adamım, her erkeğin hayalidir bu” (yani hayali dediği Janet Jackson’ın memesini açmak) gibisinden kötü eril şakalar eşliğinde. Sadece bunlarla da kalmıyor, o dönem MTV’nin de bağlı olduğu büyük medya şirketi CBS, Jackson’nın şarkılarının radyo programlarında çalmasına, kliplerinin oynatılmasına engel olmuştu. Timberlake ise ertesi yılki, 46. Grammy ödüllerinde sahne alıp bir de üstüne ödül almıştı.

Bu arada o ödül töreninde de özür dilemiş ancak törenden sonra yaptığı açıklamalarla samimiyetsizliğini epey açık etmişti. Anlayacağınız, Janet’a destek olmak ve arka çıkmak yerine tüm olanları kendi yararına çevirme konusunda epey başarılı oldu. Janet’in kariyeriyse bir daha eskisi gibi olamadı.

Yaklaşık 20 yıl sonra Instagram’dan; “Eylemlerimin soruna katkıda bulunduğu, yersiz konuştuğum veya doğru olanı söylemediğim zamanlar için çok üzgünüm. Bu anlarda yetersiz kaldığımı, kadın düşmanlığına ve ırkçılığa göz yuman bir sistemden yararlandığımı şimdi anlıyorum” gibilerinden yaptığı paylaşım maalesef ki yeterli olamıyor. Zaten Janet Jackson, Timberlake’in özrüne kamuya açık bir şekilde yanıt vermedi. Aynı şekilde belgeseli için herhangi bir yayınla röportaj yapmadı.

Dijital aktivizm ile birlikte yükselen cancel culture itibarından ötürü sorgulanamaz olan bazı ünlü isimlere artık bambaşka bir gözle bakmamızın önünü açtı. Artık hepsi için uykuların kaçma vakti! Popüler kültür özelinde Free Britney kampanyası da bazı şeylerin gördüğümüzden çok daha fazlası olduğunu gösterdi bize. 19 Kasım’da Hulu’da yayınlanmış bu belgesel de belki de Justin’in alelade dilediği özürlerden ziyade hakiki bir hesap verme çağrısıdır. Öf fena bir insanmışsın be Justin!