Klasik tablolardan dijital klozetlere: NFT alemindeki son gelişmelere dadandık

Geçtiğimiz birkaç hafta içinde NFT’nin ne anlama geldiğini ve dijital bir görüntüyü, bir tweet’i, bir tabloyu, bir GIF’i hatta bir klozet tasarımını dahi temsil ettiğini öğrendik. Hiç beklemediğimiz yatırımlara şaşırırken, çıkan her yeni habere de tıklamadan edemedik. Zaten daha önce konuya hakkını vererek bir tur dadanmıştık. Bakalım o zamandan bu yana piyasalarda neler yaşanmış…

Anlaşıldığı üzere, konumuz, sadece belli sanatçıların eserlerinin satışa çıkarıldığı ya da belli hedef kitlelere satılan dijital eserler boyutunu aştı. Dünya çapında bir çılgınlıktan söz ediyoruz. Tasarımcılardan müzisyenlere, gazetecilerden yapay zekalara kadar pek çok farklı isim NFT satışında başrolde.

The Weeknd de NFT furyasına kapılan isimlerden biri. Yeni işlerini dijital ortamlardan satışa çıkardı bile. Pek tabii ki NFT formatında. Açık artırmaya çıkarılacak olan eserler, şarkıcının daha önce hiç yayınlanmamış üç şarkısının olduğu klipler aslında. “NFT, müzik endüstrisine demokrasi getiriyor” gibisinden bir açıklamayla konuyu neden bu kadar sahiplenmiş olduğunu da anlatmış oluyor.

Yaklaşık bir ay önce de Twitter CEO’su Jack Dorsey’in, taa Twitter’ın kurulduğu tarih olan 21 Mart 2006’da attığı ilk tweet’ini NFT haline getirerek satışa sunduğunu duymuştuk. Tabii o zamanlar konu daha yeni yeni alevleniyordu. Söz konusu olan bu tweet’i, dijital içerikler için bir nevi NFT pazaryeri olan Valuables BY Cent üzerinden açık artırmaya çıkarmış ve binlerce dolara da satmıştı.

Bu hafta ülkemiz semalarından gelen bir benzeri haberle de bir kere daha gördük ki konumuz artık ‘dijital sanat’ değil. Tam anlamıyla NFT. Gazeteci Cüneyt Özdemir de “Türkiye’nin en pahalı tweet’i” diye tanımladığı paylaşımını NFT ile 10 bin dolara sattığını duyurdu. Hatta elde ettiği geliri de Darüşşafaka’ya bağışladı.

Yapay zeka ile üretilen ilk rap şarkıcısı FN Meka da ‘doğası gereği’ NFT çılgınlığına katılanlardan biri oldu. FN Meka’nın ‘dijital sanat eseri’ olarak hazırladığı bir tuvalet tasarım NFT’si 6.500 dolara satıldı. Markalarla iş birliği yaparak single’lar çıkaran rapçimiz, en son Speed Demon single’ını piyasaya sürmüştü. Aynı zamanda TikTok aleminde de hayli aktif kendisi. Hatta insan olmayan bir influencer dahi diyebiliriz onun için.

FN Meka, düzenli olarak çeşitli spor ayakkabı markalarının yanı sıra PlayStation, Lamborghini, Apple gibi farklı markalar için de içerikler üretiyor. En son ise bire bir Lamborghini tarzını yansıtan, ‘Süper Tuvalet’ adlı taşınabilir tuvaleti NFT olarak SuperRare üzerinden satışa çıkardı. Oldukça da sükse yaptı. Galiba sanatta olduğu gibi yatırımda da zevkler ve tercihler tartışılmamalı.


Snoop Dogg da “Dogg ile Bir Yolculuk” isimli NFT koleksiyonunu açık artırmayla satışa çıkaran isimlerden. Hatta birkaç gün önce koleksiyonunda 24 saatliğine indirim dahi yaptı. Crypto.com aracılığı ile bu satışı gerçekleştiren sanatçının eserinde kariyerindeki ilk yıllarındaki anılarını bir araya getiren sekiz özel parça yer alıyordu.

NFT ile elde edilen gelirlerin bir kısmı bu alanda ilerlemekte olan sanatçıların yanı sıra, Snoop Dogg’un Genç Futbol Ligi’ne de gidecek. Konu hakkında açıklama yapan Snoop Dogg, NFT sayesinde hayranları ile ilgili daha fazla bağ kurabileceğini de söylüyor: “Sektörün yıllar içerisinde analogdan dijitale geçiş yaptığını gördüm ve bununla beraber teknolojinin sanatçılar ile hayranları arasında bir bağ oluşturduğuna da tanık oldum. NFT’ler harika bir yenilik ve Crypto.com ile birlikte ilk NFT deneyimimi yaşamak benim için bir onur.”

İşi yürekten sahiplendiğine dair bir şüphemiz yoktu zaten ama bu açıklamaları daha da pekiştirdi kendisine olan inancımızı.

Peki bir tweet satılır da bir makale satılmaz mı? Açıkçası satılmasa biraz şaşırabilirdik ve ‘işimiz gereği’ alınabilirdik. Neyse ki New York Times’ta gazeteci Kevin Roose’a ait bir makale, NFT olarak 563 bin dolara satıldı.

New York Times köşe yazarı Kevin Roose, ‘Bunu Blockchain üzerinden satın alın’ başlıklı köşe yazısını NFT olarak 563 bin dolara satışa çıkardı. “Normalde köşe yazılarım için satış yapma iznim yok. Ancak bu seferki bir istisna, çünkü satılık olan yazının kendisi. Bunun nedeni, kripto para birimi furyasının yeni sınırı olan NFT’lerin serbest dönen dünyasına katılmaya karar vermiş olmam” diyor hatta yazısında. Yayıncılık sektörü de NFT’den bir güzel nasibini almış oldu.

Twitter hesabından da açıklama yapan Roose, “Teklif verin; gazetenin 170 yıllık tarihindeki ilk NFT’ye sahip olabilirsiniz” demişti. Söz konusu gelirin ise 110 yıllık Needest Cases Fund’a bağışlanacağı konuşuluyordu en son.

https://twitter.com/kevinroose/status/1374753980958437378

İşin sanat boyutunda da şimdiye kadar hep yeni üretilen eserlerden bahsettik. Fakat bu sefer, Leonardo da Vinci’nin Salvator Mundi adlı eserinin NFT versiyonunun satışa çıkarıldığını öğrendik.

The Last Leonardo’nun yazarı Ben Lewis tarafından üretilen NFT, Art Newspaper’a göre OpenSea platformunda basıldı ve Birleşik Krallık’ta Paskalya hafta sonuna kadar da açık artırmada kalacak.

Eserin satışından elde edilen gelir ise Salvator Mundi’nin orijinalini 2005’teki müzayedede sadece 1.175 dolara satan Louisianalı Hendry ailesine gidecek. “Sanat piyasasının ne kadar karmaşık olabileceğinin farkında olmayan bu aile, küçük bir bedel karşılığında bu yadigarı satmıştı ve yeniden satışlardan da hiçbir ücret almamıştı. Ben de böylelikle sanat piyasasının çılgın aşırılıklarına ve adaletsizliklerine dikkat çekmek istiyorum” diyor Lewis.

Bir acı gerçeği de tekrar vurgulamamız gerekirse, yer yer şaşkınlığımızı gizleyemediğimiz tüm bu eserler inanılmaz boyutlarda enerji tüketimlerine sebep oluyor. Yatırım yapalım derken, gene erittik buzulları…

Aydınlatma konusunda müthiş tasarımlara imza atan Kanadalı marka Bocci de bu gerçeğin bilinciyle daha farklı bir pazarlama stratejisi gerçekleştirmeye karar vermiş. Tam olarak, hayata geçmemiş bir mum prototipinin arkasındaki tasarım sürecini NFT olarak satıyorlar. Şöyle diyelim: Bu üretim sürecinin bir videosunun yanı sıra, 64 adet mumun nasıl yapılacağına dair talimatları içeren sanal bir kendin yap kiti, dijital koleksiyonlar için bir pazaryeri olan Rarible aracılığıyla 64 adet olacak şekilde sınırlı sayıda satılıyor.

Bocci’nin bu 64 mum fikri aslında 2018 yılına dayanıyor ve videoda görebileceğiniz gibi, buz kırıklarıyla dolu bir santrifüj haznesinde erimiş balmumunun bir fitil etrafında soğumasına izin verilerek oluşturulmuş kırılgan, dallı budaklı bir şekilden meydana geliyor.

Bocci’nin kurucu ortağı Ömer Arbel, Dezeen’e verdiği bir röportajda “O zamanlar nakliye sorunu yüzünden kafamız karışmıştı. Katı buz bloklarını, taze et ve balıkları göndermek için kullanılan altyapıdan faydalanarak kullanıcısına ulaştırmayı düşünüyorduk. Mum o kadar kırılgandır ki bir buz bloğu içinde taşınması gerekir. Buna dahil olan iş ve para miktarı karşılanamaz göründüğünden tasarım, yaratılış sürecinden alınan görüntülerle birlikte rafa kaldırılmıştı.”

Ancak Arbel, NFT ile birlikte projenin ve videonun arkasındaki fikri satılabilir bir ürüne dönüştürmeye karar veriyor ve kolları sıvıyor. “NFT’lerin, sanal olarak da olsa, fikrin nihayet seyahat etmesine izin verebileceğini fark ettiğimizde çok sevindik. Size bir tane gönderemeyiz ama isterseniz, kendiniz de yapabilirsiniz!” açıklamasını da ekliyor. Böylelikle de nakliye sürecinin zorluklarından ötürü rafa kaldırılmış olan bu fikrin farklı ellerde yeniden gerçekleşmesi mümkün bir hale geliyor. Sonuçta uygulamasından ziyade, taşınması zor bir projeydi bu.

Gördüğünüz gibi NFT, bir ihtimaller zincirini tetiklemiş oldu. Sadece dijital alemde bir şeylere sahip olabilme fikri değil onu belki de kıymetli yapan; dijital alemde daha önce var olabileceğini hiç düşünemediğiniz şeylere sahip olma fikri diyebiliriz. Mesela, gerçeğe dönüşmemiş bir prototip ya da yapay zeka tarafından üretilmiş bir klozet… Yarın, öbür gün kim bilir daha neler neler çıkacak karşımıza.

“Peki bu dijital yatırımların, gelecek yıllar içinde varlığını koruyabilme potansiyelinden endişelenmeli miyim?” sorusu da pek tabii oluşuyordur zihinlerde. Neticede işin içine büyükçe paralar giriyor ve her şeyin ‘şimdilik’ soyut gözüktüğü dijital alemde satın alınan eserlerin başına türlü şeyler gelebilir. Sonuçta görüntü kaliteleri bozulur, formatlar çalışmaz, şifreler unutulur, web siteleri kapanır ve piyasalar çöker… Ama risk fiziksel dünya için de geçerli.

Galiba yatırım yapmak biraz da bu riskleri almak anlamına geliyor. Bu yüzden, cesareti seçen başarısızlığı ve geride kalmayı öğrenir diyorlar. Fakat, söz konusu olan bu durumda geleceği şekillendirme ihtimaliniz de çok yüksek. Ne diyelim, bol şanslar ve zararsız kazançlar.