
Amerika’nın parlak çağına sinematik bir saygı duruşu: Met Gala 2022’ye dair tüm bildiklerimiz
Kim Kardashian’ın baştan aşağı simsiyah giyinip yürekleri hoplatmasının (yanlış anlaşılmasın, sadece korkudan) üzerinden sadece sekiz ay geçmiş olsa da Met Gala bu yıl alışılmış tarihine geri dönüyor: Mayıs ayının ilk pazartesi günü yani 2 Mayıs’ta gerçekleşecek. Metropolitan Museum of Art bünyesindeki Costume Institute tarafından düzenlenen bu yıllık etkinlik esasen moda ile sanatın birleştiği serginin bir galası. Bu sene ise, geçen seneki ana temaların ikinci ayağı olan In America: An Anthology of Fashion yani Amerika’da: Modanın Antolojisine tanıklık edeceğiz.
Metropolitan Museum of Art bünyesindeki Costume Institute tarafından her yıl özel bir tema etrafında bir sergi gerçekleştiriliyor. Galaya davet edilen konukların da serginin bu temasına uygun bir şekilde giyinerek gelmesi bekleniyor. Elbette, temanın varlığından bihabermiş gibi davranıp kendi havasını okuyan ya da sadece kendilerini iyi gösterecek kıyafetleri seçenler ya hemen gündemden eleniyor ya da sosyal medya ahalisinin diline düşüyor… Öte yandan, temanın hakkını verenler adını bir güzel tarihe yazdırıp, yıllar boyunca ikonik olarak anılmaya devam ediyor. Elbette biz hepsine birden doyasıya dadanmaya bayılıyoruz.
Geçen seneden bu yana asıl temayı ‘‘Amerika’da’’ başlığı altında düşünebilirsiniz. İlhamı ise pek tabii ki doğduğu topraklar ve elbette o topraklar üzerinden yükselen kültürler. Temanın ilk ayağı In America: A Lexicon of Fashion yani Amerika’da: Bir Moda Lugatı alt başlığı üzerinden şekillenmişti. İkinci turda ise In America: An Anthology of Fashion yani Amerika’da: Modanın Antolojisi var karşımızda. 2 Mayıs’ta gerçekleşecek galanın ardından bu yeni sergi, 7 Mayıs itibariyle Metropolitan Sanat Müzesi’ndeki yerini almış olacak. Sergide ayrıca Ralph Lauren, Donna Karan ve Calvin Klein dahil olmak üzere büyük Amerikalı tasarımcıların çoğu yer alacak.
Bir evin farklı odaları olduğunu ve her odanın farklı sakinleri olduğunu düşünün diyerek girişmişlerdi temayı açıklamaya. Amerika’nın da kocaman bir ev olduğunu, o evin farklı sakinleri, sakinlerin de farklı kültürleri olduğunu söylüyorlardı yani. Bu sergiler de işte bu farklılıklara vurgu yapmak için çıkıyordu yola. Tam olarak farklı sakinlerin geleneklerini, alışkanlıklarını, duygularını ve davranışlarını yansıtmak için yola çıkılmış. Odağında ise 20. ve 21. yüzyıl modası var. Fakat bu seneki sergi Amerikan sinemasına daha çok yoğunlaşıyor.
Baş küratör Andrew Bolton’a göre sergi, Amerikan sinemasının farklı yönlerini tek tek ele alan birbirinden farklı odalardan oluşacak. Bu odaların her biri film yönetmenleri tarafından tasarlanmış farklı bir sinematik ambiyansa da sahip olacak. Ayrıca bu bahar etkinliğinin alt teması da Gilded Glamour. Gelecek görünümlerin ne kadar büyük, cesur ve mücevherlerle dolu olabileceğinin bir sınırı yok gibi hissediyoruz… (Ve işte bunu seviyoruz.)
Ancak Vogue’a göre bu senenin teması daha çok “tarihi bir retrospektif” olacak. İç Savaş ile 20. yüzyılın başlangıcı arasında yaşanan muazzam ekonomik büyüme dönemi dolayısıyla Amerika Birleşik Devletleri’nin parıltılı çağına açık bir selam çakılıyor da diyebiliriz.
Öte yandan Gilded Glamour teması muhtemelen Amerikan tarihine, özellikle de aşağı yukarı 1870’ten 1900’e kadar uzanan döneme bir “saygı” duruşu niteliği taşıyor. John D. Rockefeller, J.P. Morgan ve Cornelius Vanderbilt gibi devlerin sanayileşme vesilesiyle servetlerini kazandığı döneme yani… Ancak Mark Twain’in The Gilded Age: A Tale of Today kitabından adını alan bu ‘‘yaldızlı çağ’’, dönemin altında yatan sorunlara da gönderme yapıyor. Sonuçta, muazzam düzeydeki gelir eşitsizliğinin, siyasi kargaşanın, ırkçılığın ve İç Savaş’la birlikte bölünmüşlüğün de yaşandığı bir dönemdi. Biraz da bu sebeple tema kimi kesimlerce ilginç ve potansiyel olarak tartışmalı bir seçim olarak da görülmekte… Sergilerin odak noktasının Amerika olması birleştirici bir mesaj barındırıyor elbette. Çok ciddi politik süreçlerden geçtikleri de düşünülürse, Amerika’da yaşayan bir vatandaş olmak ne anlama geliyor, her bireyin sosyal ve siyasi kültüre olan katkıları neler gibi konulara dikkat çekiliyor anlayacağınız.
Met Gala’nın özel bir amacı da var; zira her şeyden önce bir bağış toplama etkinliği bu. Vaktiyle, o zamanlar yeni açılmış olan Costume Institute’a destek sağlamak amacıyla başlatılıyor. Sene 1948. Başlarda çok sıkıcı bir etkinlik ama. New York’un yüksek sosyetesi falan geliyor. Ya da moda dünyasının seçkinleri. Şık kıyafetleri ve elit konuşmalarıyla salınıp gidiyorlar. Vogue Amerika genel yayın yönetmeni Diana Vreeland’in danışman olarak enstitüye dahil olmasıyla birlikte de işler komple değişiyor; 1972 itibariyle elit bir moda etkinliği olmaktan çıkıp bir popüler kültür olayına dönüşüyor. Davetliler arasında Cher, Liza Minelli gibi isimler var artık. Haliyle görünürlüğü bilinirliği de artıyor Met Gala’nın ve bu popülerlikle birlikte ilgi de artıyor tabii ki. Galanın bir tema altında düzenlenmesi fikri de işte Diana Vreeland’in döneminde çıkıyor.
İşin popüler kültür tarafından bakarsak da Galaya bu sene muhtemelen Jennifer Lopez, Lady Gaga, Billie Eilish, Selena Gomez gibi isimler katılacak. Rihanna da davetliler arasında ama henüz bir açıklama gelmedi onunla ilgili. Katılacağı doğrulanan diğer yıldızlar arasında Megan Thee Stallion, Euphoria oyuncusu Sydney Sweeney ve Katy Perry de var. Olivia Rodrigo, Kristen Stewart ve Kardashian ailesini de kesinlikle bekliyoruz. Son yıllarda Met Gala’nın yıldızları arasına adını yazdıran, her giydiğiyle aylarca konuşulan Zendaya ise maalesef bu galada olmayacak ama neyse, Lady Gaga herkese yeter.
Ayrıca yazının başında belirttiğimiz dönem odaları için yani “sinematik skeçler” bölümünün küratörlüğü yapmak üzere seçilen sekiz film yönetmeninin de katılması bekleniyor. O isimler ise; Janicza Bravo, Sofia Coppola, Julie Dash, Tom Ford, Regina King, Martin Scorsese, Autumn de Wilde ve Chloé Zhao.
Gecenin sunucuları yani ev sahipleri ise kırmızının halının vazgeçilmez isimlerden biri olan Blake Lively, Ryan Reynolds, Lin-Manuel Miranda ve Regina King. Tasarımcı Tom Ford ve Instagram’ın CEO’su Adam onursal eş başkanlar olarak gecenin diğer ev sahipleri. Gecenin ASIL sahibi ise ELBETTE, Anna Wintour.
Tüm moda tutkunları, bu görkemli aksiyonu çeşitli canlı yayınlar sayesinde takip edebilir. Mesela Vogue yayınının New York saatli ile 18.00’de başlayacağı belirtildi. Canlı yayına ise Vogue editörü Hamish Bowles, oyuncu ve şarkıcı Vanessa Hudgens ile televizyon alemlerinin sevilen ismi La La Anthony ev sahipliği yapacakmış.
Ayrıca etkinlik genellikle yaklaşık 600 katılımcıya ev sahipliği yapıyor olsa da malum pandemiyle geçen iki hoca yıl sebebiyle 2021 Met Gala’ya daha az sayıda kişi katılmıştı. 2020 yılında ise komple iptal edilmişti. Bu sene ise eski rakamlara bir dönüş beklenmekte. Bir de malum içeride olanlar tam anlamıyla bir sır. Bu nedenle konukların telefon (ve dolayısıyla sosyal medya) yasağına uymaları gerekmekte. Ancak Kendall Jenner, geçen yıl kamerasıyla Met Gala’nın perde arkasını bize göstermişti. Bakalım bu yıl neler yaşanacak…