
Özür için çok geç: Slut-shaming etrafında Justin Timberlake ve Britney Spears olayları
21. yüzyıldan gün almaya devam ederken başımıza hep kötü şeyler gelmiyor, tabii ki arada güzel şeyler de oluyor. Mesela artık şiddetin en tehlikeli ve de sinsi hallerinden biri olan psikolojik şiddet daha fazla konuşuluyor ve de ifşalanıyor. Ki doğrusu da bu zaten. Böylelikle dayanışmayla destek verebiliyoruz, suçluları tespit edebiliyoruz. Tüm dünyada oldukça yaygın görülen bu şiddetin türlerini artık isim koyarak daha iyi öğrenmeye ve de öğretmeye başladık son zamanlarda. Mobbing, mansplaining, lovebombing, gaslighting, slut-shaming ve niceleri. Bu yazımızda özellikle slut-shaming’in bir insanın hayatını nasıl etkilediğini hepimizin tanıdığı isimlerle, Britney Spears ve de Justin Timberlake örneği üzerinden anlatmaya çalışacağız.
Önce slut-shaming’i bir tanımlayalım. Slut-shaming, bir kişinin cinsel açıdan öne çıkarıcı eylemler ya da geleneksel beklentilere aykırı cinsel davranışlar sergilemesi nedeniyle suçlu ya da aşağı hissettirilmesidir. Slut da ‘orospu’, ‘sürtük’ anlamına gelen, özellikle kadınlar için hakaret amaçlı kullanılan bir sözcük, bu nedenle slut-shaming de odağına kadınları alıyor. Ki maalesef, Britney Spears bir zamanlar bu taciz/şiddet türüne en fazla maruz kalan ünlülerden biriymiş. ”Biriymiş” diyoruz çünkü durumun vehametini yeni yeni fark ediyoruz; #FreeBritney kampanyası hakkındaki yazımızda söylediğimiz gibi. Ve bunda Justin Timberlake’in payı da epey büyük(müş). Yazıyı okuduktan sonra ne demek istediğimizin ve de slut-shaming’in daha iyi anlaşılacağını umuyoruz o nedenle artık yavaştan Britney-Justin olaylarını irdelemeye başlayalım.
Britney Spears’ın yıllar önce yaşadığı ve hayatındaki etkilerinin hâlâ sürdüğü olaylar, 5 Şubat’ta yayınlanan Framing Britney Spears belgeseliyle yeniden gündeme gelmişti. Hal böyle olunca Britney hayranları, Justin Timberlake’in zamanında Britney’e uyguladığı sistematik aşağılamaları ve bu aşağılamaların medyanın da etkisiyle nasıl büyük bir slut-shaming’e dönüştüğüyle ilgili konuşmaya başladılar. Çünkü dediğimiz gibi artık bu şiddetin bir adı vardı ve ne kadar tehlikeli olabileceğinin en iyi örneği Britney’di. Fan’ların bu iddialarında haklı olduklarını, Justin Timberlake’ın geçtiğimiz günlerde (tesadüfe bakın ki tam Britney belgeseli gündemdeyken) Britney’den ve de Janet Jackson’dan özür dilediği bir yazı paylaşmasından anlayabiliyoruz.
Britney ve Justin’ın tanışıklıkları çocukluklarına dayanıyor, biliyorsunuzdur belki. İkisi de The Mickey Mouse Club isimli bir TV şovunda yer alan oyunculardan (daha önceki Britney yazılarımızda bu detayları uzun uzun anlatmıştık, o nedenle direkt sadede geliyoruz burada). Burada başlayan tanışıklıkları, arkadaşlıkları yıllar içinde bir ilişkiye evriliyor. İlişkileri başlar başlamaz medya kendilerini yakın takibe alıyor, peşlerini bırakmıyor. Üç yıl kadar süren bu gözler önündeki ilişki 2002 yılında olaylı bir şekilde bitiyor. Bu arada Justin’in Britney’i aldattığına dair söylentiler çıkıyor ara ara, ama tabii çok üstünde durulmuyor ve Britney bu konu hakkında hiçbir şey söylemiyor (bu meseleye en son tekrar geleceğiz).
Biz şimdilik, ayrılma nedenlerini Britney’nin, Justin’i Colin Farrell ile aldatması olduğunu varsayarak ilerleyelim. Justin’le ayrıldıkları zamanlarda Britney en üretken olduğu günlerini yaşıyor, müzik listelerinde hep üst sıralara oynuyor ve seviliyordu. Justin ise 90’lı yılların sonunda oldukça meşhur olan ‘N Sync grubunun üyelerinden biriydi ve grup o sıralarda müziğe ara vermişti. Yani henüz solo müzik kariyeri başlamamıştı Justin’in. Britney’le ayrıldıkları yıl ilk solo albümünü yayınladı. İşte Justin’in Britney göndermeleri ve söylemleri de bu albümünde yer alan Cry Me a River şarkısıyla başladı. Ve yıllarca Britney’nin kendisini aldatması ve ilişkileri hakkında konuşmaktan vazgeçmedi Justin. Bunu bazen üstü kapalı bazen de apaçık bir şekilde yaptı ve her defasında eril medyanın desteğini aldı. Çünkü bir kadın onu aldatmıştı ve bu, o kadını herkesin gözünde bir “sürtük” yapmaya yeterdi. Justin de bu konuyu kaşıdıkça kaşıdı. Eğer tam tersi bir durum söz konusu olsaydı, yani aldatılan bir kadın bu ilişkisi ve eski sevgilisi hakkında bu kadar uzun süre konuşmaya devam etseydi Justin gibi ilgi görür müydü? Görürdü belki ama çok daha farklı bir şekilde. Mesela o adamı bir türlü unutamadığıyla ilgili küçümseyici şeyler yazılıp çizilirdi hakkında. Dalga konusu olurdu büyük ihtimalle; ”aşamadığı” ya da ”erkeğini elinde tutamadığı” için. Ve o aldatan adam emin olun ki, hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ederdi. Neyse, bu konuda çok doluyuz şimdilik Justin’e geri dönelim biz.
Ne demiştik, söylentilere göre Britney Justin’i aldatmış, Justin bu ihanetle çok sarsılmıştı. Ayrılığın ardından çıkardığı Cry Me a River şarkısının klibinde Britney’e çok benzeyen bir oyuncuya yer vermesiyle, şarkının muhatabının kim olduğunu açıkça gösterdi.
Bu şarkının sözleriyle, çıkan ihanet haberlerini de doğruladı diyebiliriz: You don’t have to say what you did/I already know, I found out from him — Ne yaptığını söylemene gerek yok/Ben zaten çoktan biliyorum, ondan (o adamdan) öğrendim.
Buraya kadar aslında bir sorun yok gibi gözükebilir, yani kısmen. Keşke sadece bu şarkıyla ve kliple kalsaydı Justin’in Britney göndermeleri. Ama Justin baktı ki kendisine Britney hakkında sorular sorulmaya devam ediliyor ve bu senaryoda mağdur ve de haklı gözüken taraf kendisi. Bunu neden kullanmayayım ki diye düşünüp (kendi sözleri, bizim değil) röportajlarında ve konserlerinde Britney hakkında konuşmaya devam etti yıllarca.
Mesela, Barbara Walters’a verdiği röportajda Britney ile yollarını ayırmaya birlikte karar verdiklerini, ona hâlâ değer verdiği gibi sevimli lafları sıralasa da devam eden konuşmasında yine gönderme yapmadan duramıyor. İkisinin de çok genç olduğunu, kimsenin mükemmel olmadığını, herkesin hata yapabileceğini (yine aldatmaya bir gönderme) söylüyor yüce gönüllü Justin. Walters bu sohbetten sonra ise Justin’den yeni albümünden bir parça çalmasını istiyor. Ama Justin albümde bulunmayan ve kendi hayat tecrübelerinden yola çıkarak yazdığını söylediği Horrible Woman ismiyle anılan, yayınlamadığı bir şarkı söylüyor. Ve evet, bilin bakalım bu korkunç kadın kim? Britney’nin üzerine yapışan bu “korkunç, aldatan, sürtük kadın” etiketini magazin basını her haberde hatırlatmaktan çekinmiyor ve Britney’nin üzerine gitmeye, ona sürekli Justin hakkında sorular sormaya başlıyorlar. Bu sırada Justin de bu ilgiye kayıtsız kalmıyor ve artık röportajlarında iyice çirkinleşmeye başlıyor. Katıldığı bir radyo programında, Britney’nin bekareti ve seks hayatları hakkında epey bir detay veriyor. Ve özellikle bekaret konusundan bahsetmeyi uzun süre bırakmıyor. Bu arada bunların yaşandığı yıllarda Justin, 25-26 yaşlarında. Yani bir çocuk değil, eski ilişkisi hakkında ne kadar detay verip vermemesi gerektiğini bilebilecek bir yaşta.
Tüm bu suçlamalar artık resmen bir slut-shaming’e dönüşmüşken Britney ile de röportajlar yapılıyor tabii ki. Diane Sawyer, Britney’e apaçık “Justin’in kalbini kırmışsın, ona acı çektirmişsin. Ona ne yaptın?” diye soruyor. Britney bu soruyu geçiştirmeye çalışsa da Sawyer sorularıyla Britney’ın üzerine gitmeye devam ediyor ve bu ilişkinin aldatanı, ihanet edeni senmişsin diyor. Britney bunu ne kabul ediyor ne de inkar ediyor ama bu konuyu konuşmaktan rahatsız olduğu ve bıktığı o kadar açık ki. Justin’in radyo programında özel hayatlarıyla ilgili verdiği detaylardan rahatsız olduğunu ve eski bir ilişkisi hakkında hâlâ kendisine sorular sorulmasını anlamlandıramadığını söylüyor. Bunun tam tersi bir örneğini göremeyiz mesela, aldatan ünlü bir erkeği böyle köşeye sıkıştırmaz kimse ya da haberleri yumuşatılarak verilir.
Bu arada 2004 yılının başında Britney, Jason Allen Alexander’la evleniyor ama bu evlilik sadece 55 saat sürüyor. Britney’nin akıl sağlığının yerinde olmadığı (!) ileri sürülerek evlilik feshediliyor. 2004 Eylül’ünde ise dansçı Kevin Federline ile reklam olduğu düşünülen ilişkileri evliliğe kadar gidiyor. Yani Britney aynı yıl içinde iki kez evleniyor. Ama tabii bu zamanlar, Britney’nin babası ve avukatı yüzünden neler yaşadığını bilmediğimiz zamanlar. Britney, sonradan ne kadar haklı olduğunu anladığımız bir psikolojik çöküş yaşıyor ve tüm bu baskıyla tek başına başa çıkmaya çalışıyor. Ve üstüne medya, hakkında sürekli alaycı ve küçümseyici haberler çıkararak itibarını yerle bir etmeye devam ediyor. Britney, 2006 yılında iki çocuğunun babası Kevin ile boşanıyor ve hepimizin hatırladığı cinnet halleri de bu zamanlarda yaşanmaya başlıyor. 2006 yılında Justin ne durumda, ona bakmadan önce bir ara verelim ve meşhur Janet Jackson olayına da değinelim. Çünkü bu Janet olayı da harbi bir olay yani.
En başta bahsettiğimiz, Justin’ın yayınladığı özür yazısında özür dilediği diğer kişi olan Janet Jackson’ın da bir zamanlar Justin’le kısa süreli bir ilişki yaşadığı konuşuluyor. 2004 yılındaki Super Bowl gösterilerinde sahne alıyor Janet ve Justin. Rock Your Body şarkısını seslendiriyorlar birlikte. Şarkının sonunda ise Justin, Janet’in büstiyerinden bir parçayı söküyor ve Janet’in bir memesi açığa çıkıyor. Bu olay 143 milyon izleyicisi olan canlı bir televizyon gösterisinde gerçekleşince kıyametler kopuyor tabii. Nipplegate olarak da anılan bu olayın bir ”kaza” olduğu söyleniyor. Aslında bu hareket şovun bir parçası olarak planlanmış da olabilir ama Justin’in söktüğü o parçanın tamamen değil sadece üstteki kısmının söküldüğü bir şekilde… Yazıya dökmesi biraz zor en iyisi kendi gözlerinizle görün.
Günümüzde herkesin farklı bir şekilde anlattığı bu olaydan sonra Janet büyük tepki alıyor ve bunu planlı olarak yapmakla suçlanıyor. Defalarca özür dilemesine, yaşananların kendisinin bilgisi ve de isteğiyle gerçekleşmediğini söylemesine rağmen itibarı bu olaydan sonra düşüşe geçiyor. Ya da şöyle diyelim, büyük medya patronları bunun için çaba harcıyorlar. MTV’nin de bağlı olduğu büyük medya şirketi CBS, Jackson’ı kara listeye alıyor ve şarkılarının radyo programlarında çalmasına, kliplerinin oynatılmasına ket vuruyor. Jackson’ın ertesi yılki, 46. Grammy ödüllerinde sahne alması planlanırken ödül törenine çağrılmıyor bile. Ama bilin bakalım o ödül töreninde kim performans sergiliyor ve de ödül alıyor? Evet, Justin bu ”kaza”nın yaşanmasına sebep olan kişi ama kendisine yapılan herhangi bir suçlama falan yok.
Justin, bu ödül töreninde yapmacık bir özür dilese de, törenden sonra verdiği röportajda söyledikleriyle gerçek düşüncelerini ortaya döküyor. Justin, “Olaydan sonra çok utandım ve sahneden çabucak indim. Tüm bu yaşananlar beni hayal kırıklığına uğrattı. Karakterimin sorgulanıyor olması sebebiyle hüsrana uğradım” diyor. Ne diyelim ki, affet bizi Justin?! Gördüğünüz gibi Justin’ın bu olayın sorumluluğunu üstlenme ya da Janet’i savunma gibi bir derdi yok. Janet bu olaydan sonra kariyerinde bir daha dikiş tutturmakta zorlanırken, Justin bu olayları sıfır hasarla atlatıyor hatta kariyerinde yükselişe geçiyor. Justin, o yılki Grammy ödüllerine Janet’e yapılan bu haksızlığa bir tepki olarak gitmeseydi ya da Janet’e daha samimi bir şekilde arka çıksaydı şu anda bu konuda Justin’i eleştirmez, takdir ederdik. Ama gördüğünüz gibi Janet olayında da haksız olan kişi Justin. Sinirlerimizi hoplatan bu olayı da anlattığımıza göre Britney’e geri dönelim artık.
2006 yılında, bir yanda Britney’yi elbirliğiyle delirtme ve karalama çabaları devam ederken, diğer yanda Justin GQ tarafından “Yılın Erkeği” seçiliyor. Ve bakın, ayrılıklarının üzerinden dört yıl geçmiş, Justin hâlâ Britney hakkında konuşmaktan vazgeçmiyor. GQ röportajında tam olarak şöyle diyor: “Onun ilişkimiz ilk bittiğinde benim hakkımda konuşması, kendini savunması için fırsatı vardı ama yapmadı. Ben de neden bunu ben yapmayayım ki diye düşündüm. Ve aklımı kullandım, bir şarkı yaptım” (gördüğünüz gibi kendi sözleri demiştik). 2007 yılında Britney sinir krizleriyle, “deli” oluşuyla gündemdeyken Justin ödül törenlerinde boy gösteriyor ve üstü kapalı bir şekilde Britney hakkında konuşmaya devam ediyor. Bir ödül töreninden sonra verdiği röportajında elinde aldığı ödülle, yüzünde saklamaya çalıştığı bir gülümsemeyle kameraya bakıyor ve (dalga geçer gibi) çok fazla içmemesini, sapıtmamasını söylüyor Britney’ye. İsmini kullanmıyor ama o sıralar alkol ve uyuşturucu sorunlarıyla cebelleşen Britney’den bahsettiğini anlıyor herkes. The Rock and Roll Hall of Fame üyelerinin açıklandığı törende de, Madonna’yı takdim ettiği konuşmasında “dünyada çok fazla Madonna taklitçisi var, hatta birkaçıyla çıkmış bile olabilirim” şeklinde bir cümle kuruyor ve yine Britney’ı diline dolamaya devam ediyor. Ve daha da korkuncu, bu konuşmasına gülen ve Justin’i alkışlayan koca bir salon dolusu ünlü var!
Bu arada Britney, rehabilitasyondan çıkıyor. Çabucak toparlıyor (gibi gözüküyor) ve yeni bir albümle sahnelere geri dönüyor. 2007’de Blackout, 2008’de Circus’la müzik listelerinde yine zirveye oynuyor Britney. 2009 yılına geldiğimizde ise The Singles Collection isimli toplama albümüyle Billboard Hot 100 listesine ilk sıradan giriş yapıyor. Peki Justin durur mu? Evet, durmuyor. Sene olmuş 2009, SNL’de rol aldığı “komik” skeçlerinden birinde yine Britney’ın bekaretiyle ilgili göndermeler yapıyor. Justin kadar, Justin’in bu söylemlerini haber yapan, onlara gülen insanlar da suçlu elbette. Gerçekten kimse de, üzerinden kaç yıl geçmiş, hâlâ mı Britney muhabbeti demiyor. Ama Justin’in özür yazısında “bazı anlarda yetersiz kaldığımın ve pek çok insanın bundan faydalandığının farkındayım” şeklinde yine kendisini “kurban” pozisyonuna sokmasını da haklı göstermiyor bu durum. Çünkü gördüğünüz gibi tüm bu “haber değeri taşıyan” göndermelerden faydalanan sadece magazin basını değil.
Justin de bu ilgiden yedi yıl sonra bile sonuna kadar faydalanmayı sürdürüyor. Neyse artık başta bahsettiğimiz aldatma muhabbetine gelelim. Önce Justin’in aldattığı konuşuluyor demiştik. 2005 yılında Britney ve Kevin’ın ilişkilerini anlatan Britney & Kevin: Chaotic isimli 5 bölümlük reality dizisinde Britney de bunu ima ediyor. Ama bu kısım diziden siliniyor. Sonra Britney’in kız kardeşi Jaime Lynn, sadece “önce o aldattı” dediği kısacık bir video paylaşıyor. Bu kısacık videoda hiçbir isim geçmese de Justin’den bahsettiğini hemen anlıyor Britney fanları. Yani Britney-Justin ilişkisinde iki tarafın da birbirini aldatmış olması kuvvetle muhtemel. Eğer bu iddia doğruysa Justin’in Britney hakkında söyledikleri ve Britney için medya tarafından yaratılan “kötü kadın” algısı daha da korkunç bir hâl alıyor diyebiliriz.
Son olarak da yıllarca aldatılmanın mağduriyetinden bahseden Justin’in son olaylarına bir bakalım. Justin’in ünlü oyuncu Jessica Biel’le 2007’den beri süren bir ilişkileri var, 2012 yılından beri de evliler. 2011 yılında Justin’in Jessica’yı, rol aldığı The Social Network filmi için yapılan bir online etkinlikte tanıştığı Olivia Munn ile aldattığı haberi yayılıyor. Justin bunu tabii ki yalanlıyor, üzerini örtmeye çalışıyor. Bu haberin üzerinden birkaç ay geçtikten sonra ise bu defa da Justin’in tekrar Olivia’ya mesaj attığı ortaya çıkıyor. Hatta bu mesajlarında Justin’in, Biel’le ayrılmadıkları halde Olivia’ya ayrıldıklarını söylediği konuşuluyor. Bu söylentinin bir kanıtı yok diyebilirsiniz, o halde sizi Justin’in ikinci aldatma vakasına alalım. Bu defa da Justin’ın, Palmer filminde birlikte rol aldığı Alisha Wainwright’la el ele fotoğrafları düşüyor haberlere. Çekimler sürerken, oyuncuların ve de yapım ekibinin birlikte dışarı çıktığı bir akşamdan çekilen bu görüntüleri Justin direkt yalanlayamıyor tabi, bu nedenle Biel’den özür dilediği bir yazı yayınlıyor. Bu yazısında “o gece çok sarhoştum ama inanın rol arkadaşımla aramda bir şey geçmedi” tarzı yalanlama cümleleri var. Biel bu açıklamaya ve Justin’e inanmış olacak ki, ilişkileri hâlâ sürüyor hatta ikinci çocuklarını kucaklarına aldılar geçtiğimiz yıl. İki kişi arasındaki ilişki bizi tabii ki ilgilendirmez, kimseyi yargılamak da bize düşmez. Ama eski sevgililerini diline dolamaktan vazgeçmeyen ve de onlar hakkında konuşarak dikkat çekmekten çekinmeyen birinin şu an düştüğü ironik durum da konuşulmayacak gibi değil. Üstelik bu konuşmalarıyla öyle ya da böyle eski aşklarına zarar vermiş biri ise. Burada hepimizin bu ne perhiz bu ne lahana turşusu tepkisi vermemiz gerekiyor sanki.
İşte böyle… Justin Timberlake’in zamanında masum gibi görünen şakaları ve de söylemleri böyle peş peşe sıralanınca hiç de sevimli gelmedi, değil mi? Gelmemeli de zaten. Hele kendisinin hiç de suçsuz olmadığını göz önünde bulundurursak. Britney Spears gibi bir dünya yıldızına bile ciddi psikolojik zararlar veren, onun kariyerini etkileyen bu sistematik baskı ve aşağılamalara herhangi birimiz maruz kalsak ne hale geliriz kim bilir. İşte bu nedenle tacizin/şiddetin her şekline karşı duran, bu davranışları uygulayanların mümkün olduğunca uykularını kaçırmayı ve onları ifşalamayı amaçlayan bir hareket ortaya çıktı doğal olarak. Adına ister toplumsal bir hareket deyin ister meşru savunma deyin ama bu her neyse meyvelerini vermeye başladı şükürler olsun. Shia LaBeouf, Armie Hammer, Marilyn Manson, Joss Whedon, Justin Timberlake gibi örneklerle bire bir şahit oluyoruz bu duruma. Geçmişteki istismar ya da şiddet olayları ortaya çıkan bu kişiler gözden düşüyorlar ve de kariyerleri sekteye uğruyor. Sonrasında ise bir özürle bunu telafi edeceklerini sanıyorlar ama durum bir özürle çözülemeyecek kadar ciddi gördüğünüz gibi.
Bu yazıyı güzel bir Britney şarkısıyla taçlandıralım da havamızı bulalım.
https://open.spotify.com/track/5QhBKPqsnX1uY9fZNaAtZg?si=6U3IgS-eQCuGp1N5a4cdiA