
Sinematek, nam-ı diğer Sinema Evi’nde Alman Dışavurumculuğuna dadanma zamanı
Herkes gibi pandeminin yarattığı rötar ortamından nasibini alan Sinamatek, esasen Kadıköy Belediyesi tarafından kurulan bir oluşum. Tüm bu koşullara ve uzun bekleme sürecine rağmen de şimdilerde, yeni binasında ve yeni salonunda seyircisiyle buluşmaya hazır. Kalp atışlarımızı ufaktan hızlandıran programı ve seçkisiyle de epey iddialı. 30 Ocak 2022’e kadar izlenebilecek programda Alman Dışavurumculuğunun çekirdek filmleri olarak kabul edilen sekiz filmin yanı sıra dışavurumculuk üzerine bir belgesel ve dışavurumculuğun modern sinemaya etkilerini göstermeyi amaçlayan dört modern filmden oluşan küçük bir seçki de yer almakta. “Peki biz şimdi hangilerine dadanalım!?” diye soruyorsanız da okumaya devam etmenizi öneririz.
Öncelikle 25 Kasım’da düzenlenecek panelde hem Alman Dışavurumculuğu hem de onun günümüz sinemasına etkileri, gösterilecek filmler vesilesiyle epey ayrıntılı bir biçimde masaya yatırılacak. Aynı zamanda, Goethe-Institut İstanbul ve Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali iş birliğiyle hazırlanan ilk programın odağında Dışavurumcu Alman sinemasının yanı sıra, sinemamızın öncü yaratıcı yönetmenlerinden Metin Erksan da yer almakta.
Şimdilik, Sinema Evi iki ya da üç aylık programlarla İstanbul ahalisine sinema tarihinin kilometre taşlarından örülü özenli seçkiler, onlara eşlik edecek panel, konferans ve sergi gibi epey keyifli etkinlikler sunacak. Gelecek aylarda ise sinema tarihine yön veren ve modern sinema dilinin oluşmasına büyük katkılar yapmış akımlar ve ekollere yer verileceği aldığımız havadisler arasında. Bunun yanı sıra toplu gösterimlerle Türkiye ve Dünya Sineması’nın büyük ustalarının filmlerine yakından bakmayı da hedefliyorlar.
Ayrıca, 2. Dünya Savaşı öncesinin üç büyük sinema akımından biri olan ve 20. yüzyıl sinemasında sağlam izler bırakan Dışavurumcu Alman Sinemasını gelecek programlarda yer verilecek kurucu akımların ilk ayağı olarak değerlendirilebilirsiniz. Üstelik o döneme ilişkin görsel arşivde yer alan materyallerden derlenen Gölgeler Diyarında adlı fotoğraf sergisi ve Doktor Caligari’nin Muayenehanesi filminin Volumetrik Video teknolojisiyle tasarlanmış bir kısa film uyarlaması olan VR Enstalasyon çalışması Cesare’ın Rüyası da bulunmakta.
Gölgeler Diyarında 30 Ocak 2022 tarihine kadar mekanın sergi salonunda ziyarete açık olacak. Cesare’ın Rüyası VR Enstalasyonu ise 12-28 Kasım tarihleri arasında iki hafta boyunca yine Sinematek/Sinema Evi Sergi Salonu’nda izlenebilir.
İlk toplu gösterimin konuğu ise, daha önce de belirttiğimiz üzere 2022’de aramızdan ayrılışının 10. yılı olacak, öncü auteur yönetmenlerimizden Metin Erksan. Kendisi toplumcu ve gerçekçi sinema geleneğinin başlatıcılarından. Hatta özellikle altmışlı yıllarda yaptığı gerçekçi filmlerle Türkiye sinema tarihine damgasını vurmuş da bir isim. Zaten o dönemde de seyirciyi ve eleştirmenleri ciddi olarak ikiye bölmüş, kışkırtıcı filmleri ve estetik denemeleriyle sinema tarihine adını bir güzel yazdırmayı başarmıştı. Dolayısıyla Erksan’ın filmlerinin toplu bir biçimde bizlere sunulması ve onun sinemasını tartışma olanağına sahip olma durumu keyifli olduğu kadar da heyecan verici.
Tüm bunların yanı sıra seçkide Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali ile birlikte hazırlanan yedi filmlik bir belgesel serisi ve bugün ulusal ve uluslararası festivallerde çeşitli ödüller kazanmış saygın yönetmenlerimizin kısa filmleri de bulunmakta. Elbette, hangilerine dadanacağınız sizlere kalmış. Açıkçası, biz pek ayrım yapamadığımız için öneri yapmakta biraz zorlanıyoruz. Bu arada, yeni programla ilgili gelişmeleri ve detayları öğrenmek için hem web sitesini hem de sosyal medya hesaplarını ziyaret edebilirsiniz.
Umuyoruz ki sinema tarihinin mühim filmleri ve kurucu yönetmenleri arasında çıkılacak bu yolculukta hep birlikte oluruz.