Siz kovmadınız ben istifa ediyorum: The Ellen DeGeneres Show 19 sezonun ardından ekranlardan çekiliyor

Ellen Degeneres, 19. sezonun ardından The Ellen DeGeneres Show’u sonlandıracaklarını açıkladı. Malumun ilanı diyebiliriz; geçtiğimiz sene Ellen ve şovun prodüktörleri hakkında yapılan açıklamalardan sonra, geç gelmiş bir haber hatta. 2020’nin ilk aylarında şovun 36 eski çalışanı, kamera arkasındaki toksik ortamı ifşa eden deneyimlerini paylaşmıştı. Ellen için cancel’lanma çanları çalmaya başlamıştı ama yine de devam ettirdiler şovu. Ama işte… Her bölümü ”Birbirinize iyi davranın!” diye bitiren bir komedyenin hiçbir inandırıcılığı kalmadı artık. Güle güle Ellen!

Biz idollerimizi çoktan öldürmüştük de 2020 peşine taktığı acı gerçeklerle birlikte son vuruşu da yapmaya kararlı gibiydi. Hâlâ Harry Potter ile ne yapacağımızı tam olarak bilemesek de J.K. Rowling’in transfobik söylemlerinden ötürü artık Harry ve tayfasını her andığımızda kalbimiz sıkışmaya başlıyor mesela. Çocukluğumuzu, gençliğimizi çaldın Ceykey, mutlu musun? ”Eğlence” dünyasında ise farklı cancel’lanmalar söz konusuydu. Önce pandemi ardından da Black Lives Matter, ünlüler ile hayranları arasındaki uçurumları en can sıkıcı haliyle göstermişti artık. Bilhassa Black Lives Matter, ırkçılık, ayrımcılık ve istismar konularında açılmayan defterleri çarşaf çarşaf önümüze sermiş, sayfaları arasında hesaplaşmalarla dolu bir yolculuğa çıkmıştı. İşte o günlerden birinde sıra Ellen’a da geldi. Hem bir değil, birkaç kere…

Önce karantina şakasıyla büyük tepki toplamıştı Ellen. O dönemlerde evinden yayınlarına devam eden Ellen, bir yayını sırasında, ”Karantinada öğrendiğim bir şey varsa, o da bunun hapishanede olmaktan farksız olduğu. 10 gündür aynı kıyafetleri giydiğim ve etrafımdaki herkes eşcinsel olduğu için tabii” gibisinden bir cümle patlatmıştı. Kendi ve kendi hayatıyla dalga geçiyor gibi olması komik gelebilir elbette fakat kocaman bir araziye yayılan milyon dolarlık malikanesiyle magazine bolca malzeme veren, son derece de ayrıcalıklı bir hayat süren bir ünlünün, virüsün hayatları söndürdüğü bir dönemde, ayrıcalıklarını görmezden gelip hayatını hapishane koşullarıyla kıyaslaması hoş karşılanmamıştı. Zaten pandemi eşitsizliği en somut haliyle çarpmıştı yüzlere, Ellen’ın bu şakası da gerçeklerden ne kadar uzak ve umursamaz olduğunu gösterir gibiydi.

Az önce bahsettiğimiz ”ünlüler ile hayranları arasındaki uçurumlar” aslında bu ve benzeri olaylarla daha da artıyor gibiydi. Gördük ki en kalbimize yakın tuttuklarımız bile, ”bizden biri” olmaktan çok uzaktaymış. Az RuPaul da gidiyordu mesela… RuPaul’s Drag Race’in ”lanetli” diye tabir ettiği 12. sezonu bir de pandemi vurgunu yemiş, sezon sonunda büyük bir şova dönüştürdükleri finali evlerden çekmek zorunda kalmışlardı. Üzücüydü… Çünkü finale kalan yarışmacıların sıkı döktürdükleri bu final bölümü her zaman efsane oluyor. Tutunacak bir dalımız vardı, o kırılmıştı işte. (Arabesk!) Neyse… İşte o evlerden yapılan finale, yüzünü kaplayan bir başlık takarak katılmıştı RuPaul evinden. RuPaul’un her yaptığını sorgulamadan kabul edecek kadar kendinden geçmişler için (itiraf ediyorum, ben) üstünde pek de düşünülmeyecek eksantrik bir kıyafet tercihi olarak geçiştirilebilecek bir mevzuydu. Ne safmışım… Sezonlarca queen’leri yeteneklerine göre değerlendiren, kıyafetini, makyajını ince ince inceleyen KOSKOCA RuPaul, meğer kendi makyajını yapamadığı için yüzünü kapama ihtiyacı duymuş. Yapma be RuPaul… Bir, onca senedir sahneye çıkmana rağmen nasıl hâlâ kendi makyajını yapmayı beceremiyorsun?! İki, yani Zoom’la bağlanıp yardımını isteyebileceğin bir make-up artist de mi yoktu etrafında?! O dönem bir de RuPaul’un yarışmadaki queen’lere kötü davrandığının söylentileri de dolaşmaya başlamıştı. Henüz cancel’lanma raddesine gelmedi RuPaul ama fena çuvalladı. Geçmişin ikonlarının güne yetişemediğini kanıtladı.

Geçmişin ikonlarının güne asla yetişemediğini gösteren bir diğer isim ise Ellen oldu. Hayır, o şakasından ötürü değil. O şaka zaten esti geçti ama Black Lives Matter rüzgarları, yeni bir mevzuyu gündeme getirdi. 2003 devam eden ve gündüz kuşağında estiren The Ellen DeGeneres Show’un kamera arkasında dönen toksik ortamı ele vermişti bu rüzgarlar işte. Aslında 2020 ortalarında patlak verse de tüm bunlar, Ellen son bir nefes, bu yılın başından itibaren yeni birkaç bölüm daha çekti konuklarıyla birlikte. Gerçi o da başta COVID-19 engeline takılır gibi olmuştu, Ellen testinin pozitif çıktığını ve beklenenden daha geç çekimlere başlayacaklarını duyurmuştu ama stüdyoya döndüler sonra.

O dönemlerde beklenen haber ise dün geldi: The Ellen DeGeneres Show neredeyse 20 yıldır devam ettiği yayınına artık son verecekti. Ve Ellen’ın The Hollywood Reporter’a yaptığı açıklamaya göre, sebebi de açığa çıkan istismar olayları değildi. ”Ben yaratıcı bir insanım” diyordu, ”ve yaratıcı bir insanın sürekli olarak bir meydan okumaya ihtiyacı vardır. Ben de meydan okunmaya ihtiyaç duyuyordum. Ve bu, harika ve eğlenceli bir program olsa da benim için bir meydan okuma değil. Yeni bir meydan okumaya ihtiyacım var.” (Okurken ”meydan okuma”ları, challenge’la değiştirin isterseniz, bir garip oluyor böyle.)

Tabii böyle bir açıklama kimseyi şaşırtmasa da üzüyor… Her şey ulu orta dökülmüşken. Siz kovmadınız, ben istifa ediyorum demeyi tercih etmiş belli ki. ”Aman zaten 16. sezonda bırakacaktım da işte uzadı falan” da demiş çünkü. Gerçi hakkını yemeyelim, bir ara gerçekten bırakmaya kalkmıştı. Sözleşmelerinden ötürü komple gidemediği için de bir dönem şovu ünlü dostlarına devretmişti; her bölümü farklı bir isim sunmaya başlamıştı. Bitti mi, bitiyor mu derken, ful fors döneceğini açıklamıştı sonra.

Sıcak ve cana yakın tavrıyla, bizden biri olduğuna çok fena inandırmıştı bizi Ellen. Kendisiyle dalga geçebiliyor olması ve günlük detaylar üzerinden şekillendirdiği mizah anlayışıyla kalbimizden vurmuştu bir kere. Popüler kültürde de açtığı yolda imza attıkları da şakalarına gülmeyenler tarafından bile alkışlanlacak kadar güçlüydü.

1997 yılında Oprah Winfrey’in programında lezbiyen olduğunu söylediğinde gündemin tam ortasına düşüvermişti. O sıralarda devam eden, sit-com’undaki karakteri de eş zamanlı olarak benzer bir süreçten geçiyor ve hoşlandığı kadına lezbiyen olduğunu söylediğinde, dizide de ilk kez eşcinselliğini açıkça dile getiriyordu. The Puppy Episode adlı bu ünlü bölümde, karakterinin akıl danışmaya gittiği terapisti, yine en büyük destekçisi Oprah Winfrey canlandırıyordu. “Ben lezbiyen olduğumu açıklayınca tüm Hollywood beni alkışlayacak; o zamana kadar eşcinsel olduğunu söylemekten çekinen tüm ünlüler birer birer peşimden gelecek diye düşünmüştüm. Ama tabii öyle olmadı” diye anlatıyor, 2018 yılında yayınlanan Relatable adlı stand-show’unda.

Sonrasındaki üç yıl boyunca işsiz kaldığını ve kendisine bir talk-show programı için teklif geldiğinde çok sevindiğini söyleyerek o dönemi, dalgasını geçerek hatırlatıyor izleyenlere. “Programın yapımcısı, kelimesi kelimesine aktarıyorum, ‘Kimse bir lezbiyeni gündüz vakti izlemek istemez’ demişti” diyor. Burada kendisinin de izleyicinin de gülebilmesinin tek sebebi, sonrasındaki on beş yıl boyunca Ellen’ın başardıklarıyla bu yapımcıya (ve muhtemelen onun gibi pek çoklarına) ağzının payını vermiş olduğunu bilmek… Kader ortağı gibi olmuştuk onunla. Birbirimizi çok iyi tanıyor gibiydik, şöyle elimizde kahve içmek için karşı karşıya otursak kim bilir nasıl gülüşüp konuşurduk. Her şey bir yana programının her bölümünü ”Birbirinize iyi davranın” diye kapatan birinden bahsediyoruz. ”Böyle diyen bir insan, kesin iyi bir insandır” diye düşünecek olmak bizim saflığımızmış. Ama Ellen, sen de yüzümüze yüzümüze üflemişsin yalanlarını be!

Olaylar ilk olarak Ellen’ın ekibinden çıkmadı, muhtemelen çıkamadı. Ama Ellen’ı bizi anlatan konukları oldu önce.

NikkieTutorials hesabıyla YouTube’da güzellik gurusu olarak yükselen Nikkie de Jager, Ellen’ın programına konuk olmuş ve sonrasında deneyimlerini aktarmıştı. O da bizim gibi naifçe, minnoş bir şeyler beklemiş ama tabii hayaller… ”Şöyle diyeyim, şovda gördüğünüz Ellen’la gerçek Ellen çok farklı” demişti. ”Yayından önce bir selam bile vermedi” diye ekleyerek son vuruşu da yapmıştı.

Aslında olan bitene dair çok fazla detay veren bir açıklama değil bu ama başkalarını peşine takmak için yeterli olmuştu.

Mart 2020’de podcast yapımıcısı Kevin T. Porter, Ellen’ın yaşayan en kötü insanlardan biri olduğunu söyleyen bir tweet atmıştı ve takipçilerinden de Ellen’ın kötücüllüğüne dair duydukları hikayeleri anlatmalarını istemişti.

Ve peş peşe gelen binlerce mesajla birlikte, olaylar gelişir…

Hemen sonrasında, Nisan ayında da şovun kamera arkasındaki ekibinin toksik çalışma ortamından şikayetçi olduğu haberleri çıkmaya başlamıştı. Belirsizlik döneminde yapım ekibi çalışanlara hiçbir şekilde geri dönüş yapmamış; maaş, çalışma saatleri ve sağlık taleplerinde cevapsız bırakmıştı. Ellen’ın evden devam ettiği çekimler için ise dışarıdan başka bir ekip ayarlanmıştı.

Bir başka haberde ise sağlık sebeplerinden veya bir yakınının cenazesinden ötürü işe gelemeyen çalışanların işten çıkarıldıkları ortaya çıkmıştı. Bir başka çalışan da kendisiyle ilgili yapılan ırkçı şakalardan bunaldığını söylüyordu. Daha da fenası, yöneticiler tarafından çalışanlara eğer ofiste karşılaşırlarsa ASLA Ellen’la konuşmamaları tembihlenmişti. Hani birbirimize iyi davranacaktık 🙁

BuzzFeed News üzerinden başka açıklamalar da yayınlandı, artık orası dallanıp budaklanıyor. ”Bunları yapan Ellen değil, diğer yöneticilermiş” şeklinde gelebilecek yorumlara ise cevabı bir başka eski çalışan veriyor: ”Ellen’ın kendi setinde olup bitenler konusunda sorumluluk alması gerekiyor. Muhtemelen etrafındakiler ‘Her şey yolunda, herkes çok iyi’ deyip geçiştiriyor, o da bunlara inanıyor ama bunların bir adım ötesine geçmek de onun sorumluluğunda.”

Elbette yapımcılardan fasa fiso, şurup şeker bazı açıklamalar geldi bunların üzerine ama inandırıcılıktan uzakta… Çünkü yine farklı bir BuzzFeed News haberine göre toplamda 36 eski çalışandan istismar (bu arada cinsel istismara uğrayanlar da var) ve saldırı suçlaması gelmişti, şovun yöneticileri ve başta Kevin Leman olmak üzere prodüktörleri hakkında.

Sonrasında özürler dilendi, hem ekip içerisinde hem de medya üzerinden izleyiciye yönelik… İşten çıkarmalar oldu, haklarında suçlamalar bulunan prodüktörler şutlandı.

Yani…

Ama Ellen’dan geriye de acı bir tat kaldı tabii.

Kreatif bir insan olarak bir meydan okumaya ihtiyaç duyduğunu söylemiş ya… Ellen sana bir sözümüz var: Senin en büyük challenge’ın iyi bir insan olmak olsun be! Üzgünüz, cancel’landın…

(Artık dayanamadık, yapıştırdık challenge’ı meydan okuma’nın yerine…)