Tarkan’ın kolektif hafızamıza en büyük hediyesi: Ölürüm Sana klibi

90’lar bir ihtimaldi ve çok güzeldi…

Yolu bu kliple kesişmeyen birileri varsa hâlâ oturup sakin kafayla baştan sona izlemelerini ve sonrasında bize katılmalarını öneriyorum. Çünkü her sahnesi sıra dışı, her detayı dikkat çekmeye değer. İlk izleyişinizde “Az önce n’oldu..?” diye diye geri sarmanız mümkün.

Başlamadan önce kısa bir durum değerlendirmesi yapalım. Klibin YouTube’daki en popüler versiyonu 2011 tarihinde yüklenmiş ve 16.997.201 kez görüntülenmiş. Tarkan’ın kendi YouTube hesabındaki versiyondan bile daha fazla. İki durumda da, demek ki yeterince izlemişiz. Bir görüşe göre Ölürüm Sana, “Tarkan’ın erotizmin tam kıvamını bulduğu” klip. Şarkının melodisi zaten yıllardır hepimizin kulağında ama ne yalan söyleyeyim, klibini böylesine dikkatlice hiç izlememiştim.

Dün şarkı dilime dolandı, ben de gayriihtiyari Spotify yerine YouTube’u açtım. Aslında şarkının iki dizesi dilime dolanmıştı, dolayısıyla ben de YouTube’da “çaldın beni benden düştüm ağına zalim” diye yazıp arattım. Ah, “Ölürüm Sana”… Tabii ya! Tıkladım ve sonrası karanlık bir çukur… Bu klipten sadece birkaç ay önce “İkimizin Yerine” için klip çeken, gurur sandığının aslında ümitsizliği olduğunu düşünen bu tinsel adam, nasıl oldu da New York’un çatılarında erotizmin peşine düştü, insan şaşırıyor. 90’larda New York’ta klip çekmek Türk popunda sağlam bir trende dönüşmek üzereydi. (bkz. Burak Kut, “Yaşandı Bitti) Ama Tarkan’ın bu klibindeki yüksek estetik seviyesine kimse ulaşamadı.

Bir defa izledim. İkinciyi açtım, üçüncü, dördüncü olmuştu ki bir noktada kendimi “Bu nasıl klip lan…” derken yakaladım. İlk saniyede gördüklerimi sayıyorum: Kırmızı bir DON’T WALK levhası, titrek bir New York seması, boş dairede efkarlı bir Tarkan. Saniyeler ilerledikçe Tarkan’ı bir hanımefendiyle duşta, sonra o hanımefendiyi Westworld’ün afişini andıran şekilde elleri kolları bağlı bir çatıda ve ardından bu kez Tarkan’ı yalnız başına, aynı çatıda görüyoruz. Buraya kadar olanlar bile klibi bir müzik klibinden fazlası olarak algılamamız için yeterli.

Devamında anlıyoruz ki Tarkan, sevdiğini bırakmak istemeyen fetiş düşkünü sadist bir aşık, çünkü kıza yapmadığını bırakmıyor: Onu bağlıyor, gözleri kapalı şehrin sokaklarında bisikletle gezdiriyor, güllere buluyor. Evet, güllerin içine. American Beauty bunu yapmadan iki sene önce, vizyoner Tarkan bu enstantaneyi klibinde kullanıyor bile.

Ama hepsinin yanında klip bizi sürpriz finaliyle hazırlıksız yakalıyor, Tarkan dediğini yapıp “ölüyor ona”. Kendini usulca çatıdan aşağıya bırakıyor.

tarkan-ölürüm-sana-LOFT

Bir de elbette, YouTube’da uzun süre kalınca kaçınılmaz olarak insanın gözü yorumlara gidiyor. 16 milyonluk videonun en üstteki yorumlardan birini olduğu gibi almak, muhtemelen LOFT’u kalkındıran yegane adam Tarkan’ın bundan 20 yıl önce insanları nasıl mesut ettiğini göstermek istiyorum.

“Yıl 1997 yaz sonu… Muhtemelen Ağustos klibin çıktığı tarih. LOFT Bursa Altıparmak şubesinde part-time tezgahtarlık yapıyorum. Uludağ Üniversitesi’nde okuyorum aynı zamanda, yaş 19… Ulan mağazada kot bırakmadılar klip yüzünden, tabii primi de kapmadık değil. Kot yetiştiremiyorduk. Muhtemelen LOFT’u kalkındıran yegane adam. O klibin başındaki ufacık reklam bile öğrenci haldeyken yüzümüzü güldürmüştü. Sağ ol reyiz. Yaş şimdi 38, saçlar ağarmaya başladı, çocuk orta okula gidiyor… Yine de sağ ol o günleri yaşamak güzeldi.

BÜYÜK TWIST: TARKAN ÖLMÜYOR VE YENİ SEZONDA GERİ DÖNÜYOR.