Taylor Swift ve The Life of a Showgirl: “Popun zirvesinden sonrası var mı?”
Dünyanın zirvesinde bir pop star olduğunuzu düşünün. Dünya rekorları kıran, iki sene süren bir stadyum turnesini tamamlamışsınız. Amerika’nın en çok konuşulan futbolcusuyla birliktesiniz. Milyonlarca üyeye sahip bir fan kitleniz var. ABD başkanlık seçimlerinde, politikacıların vaatlerinden çok sizin kime oy vereceğiniz konuşuluyor. Ve Time dergisi, Gazze’de çalışan doktorlar yerine sizi “Yılın İnsanı” seçebiliyor.
Peki kariyeriniz buradan sonra nereye gidebilir? Popstarların kariyerlerini, inişli çıkışlı biyolojik yaşam evrelerine benzetiyorum. Hep zirvede kalmak mümkün değil. Sürekli değişen müzik teknolojileri içinde yol bulmak, yeni trendlere ayak uydurmak, ünlü kalabilmenin farklı yollarını keşfetmek, dev bir şirket gibi işleyen ticari faaliyetlerinizi ayakta tutmak… Ve en önemlisi: yaş almayla/zamanla savaşmak. Üstelik kadın yıldızsanız, üretimlerinizden çok geçirdiğiniz estetik müdahalelerle konuşulmanız an meselesi.
Bazı popstarlar ise efsunlu. Kariyerlerinde, sadece 20’lerinin başında bir albüm, birkaç şarkı, makyaj markası ya da yan işle değil; defalarca zirveye çıkabilecek kapasiteye sahipler. Taylor Swift de bunlardan biri. Belki de yaşayan en önemli popstar.
Okuma önerisi – ABD başkanı dahil herkes devreden çıkabilir: Sahne Taylor Swift’te
Miss Americana sonrası
2020 yılında Netflix’te yayınlanan Miss Americana belgeselinde, Swift’in Reputation albümünün (2017) Grammy adaylığı alamadığını öğrendiği anda bir telefonun ucunda ağladığını görüyoruz. Belgesel boyunca, yaklaşık 15 yıllık kariyerindeki adımların çoğunu nasıl bilinçli ve hesaplı attığına tanıklık ediyoruz. Sanki birkaç yıl önce Kanye West ve Kim Kardashian tarafından “yılan” ilan edilip sosyal medyada linç edilmemiş gibi… Belgeseli izledikten sonra “bir star kendini nasıl toplayabilir?” diye sormuştum. Cevabı için fazla beklemem gerekmedi.
Belgeselin yayınlandığı dönemde, Swift’in tüm müzik kataloğunun eski plak şirketi Big Machine’den, dönemin en çok eleştirilen menajerlerinden Scooter Braun’un şirketine satıldığını gördük. Satış sonrası Swift, verdiği bir röportajda tüm kataloğunu yeniden kaydedip yayınlayacağını söylediğinde, başta fan grubu Swiftie’ler olmak üzere tüm müzik piyasası bu hamleye şüpheyle yaklaşmıştı.
Okuma önerisi – Senden önce, senden sonra: Taylor Swift müzik endüstrisini nasıl alt etti?
Ama Swift, pandeminin gölgesinde 2020’de önce kariyerinin en nitelikli işleri olarak değerlendirilen Folklore ve Evermore albümlerini yayınladı. Ardından da dediğini yaptı: Mart 2021’de ikinci albümü Fearless’ı “Taylor’s Version” olarak tekrar kaydedip yayınladı. O sene Grammy’lerde üçüncü kez En İyi Albüm ödülünü aldı (Folklore ile). Devamı da geldi: 2021 ve 2023 yıllarında sırasıyla dördüncü, ikinci ve beşinci albümlerini yeniden kaydedilmiş versiyonlarıyla sundu. Bunun yanında 2024’te Midnights’ı çıkardı ve bu albümle dördüncü kez “Yılın Albümü” Grammy’sini kazanarak bunu başaran tek sanatçı oldu. Artık, 2020’de ağlayan Swift geride kalmıştı.
Eras Tour ve rekorlar
Taylor Swift artık durdurulmak bilmiyordu ve Midnights’ın yılın albümü seçildiği gece, 11. albümü The Tortured Poets Department’ı duyurdu. Albüm, önceki işler kadar yüksek eleştiri puanları almasa da Swift’in başarısı durdurulamaz hale gelmişti. Taylor’ın kendi kariyerine bir saygı duruşu niteliğindeki The Eras Tour’un devam ettiği günlerde çıkan albüm, ilk haftasında 2,6 milyon albüm değeri satışa ulaşarak streaming çağında “imkansız” denileni yaptı.
Ama albüm çıkar çıkmaz müziğinden çok şarkı sözleri ve Taylor’ın özel hayatıyla bağı konuşuldu. 2023’te Swift, altı yıllık partneri Joe Alwyn’den ayrıldığını açıklamıştı. Eras Tour’un arifesinde ise The 1975’in solisti Matty Healy ile ilişkisi magazin basınını ve fanlarını ikiye bölmüştü. Healy’nin tartışmalı kişiliği (sahnedeki aktivizmi ve meydan okumaları hem de sarkastik, zaman zaman uygunsuz bulunan esprileri yüzünden) nedeniyle, bu ilişki adeta “arkadaş grubunda veto edilen sevgili” hikâyesi gibi algılandı. Ve TTPD’deki şarkılar, ailesine, basına ve hayranlarına rağmen kendi hikâyesini anlatan sözlerle doluydu. Swift’in bu yöntemi yeni değildi: 1989’daki Style’ın Harry Styles’a, All Too Well’in Jake Gyllenhaal’a atfedilmesi gibi…
Bir popstar ve iş kadını
Swift, hangi şarkının kime yazıldığını netleştirmese de yeni albümü The Life of a Showgirl’ü “taze nişanlısı” Travis Kelce ve kardeşi Jason Kelce’in podcast’i New Heights’ta duyururken ilk kez albümlerini “günlük” olarak tanımladı: “Onlar benim hayatımın parçaları, izleri gibi…” 2019’da katalog haklarının satılmasıyla yaşadığı hayal kırıklığını, “sanatçının onu var eden işlerinin elinden alınması”na benzetti. Aynı podcastte, katalog haklarını geri almasını sağlayan süreçte fanlarına teşekkür etmeyi de ihmal etmedi.
Swift, sadece dünyanın en çok dinlenen popstarı değil, artık dönemin en zeki iş kadınlarından biri. Yeniden kaydedilen albümler, Eras Tour, merch, kitaplar ve filmler, onu sadece müzikten değil, dev bir iş imparatorluğundan da kazanan birine dönüştürdü. 2010’lardan beri sosyal medyanın şifresi belli: stan orduları. Taylor Nation ve 10 milyonlarca Swiftie, adeta onun resmî duyuru kanalı. Swift ise hayranlarını ayakta tutmak için içerik üretmeyi sürdürüyor: albüm ve konserlerindeki “easter egg”ler, TikTok teorileri, viral spekülasyonlar… Sürekli kendinden bahsettirmek için büyük bir PR takımına neredeyse ihtiyacı yok.
Showgirl estetiği
Peki bizi bu albümde neler bekliyor? Yeni albüm kapağında Swift’i kabare estetiğiyle görüyoruz. 1920’ler kulüplerini çağrıştıran pozlarda, tüyler, pullar, büstiyer ve dansçı kostümleriyle… Prodüksiyonda, geçmişteki hitlerinin arkasındaki Max Martin ve Shellback yeniden devreye giriyor. Albümün görsel dünyası ise Türkiyeli fotoğrafçı Mert Alaş’ın imzasını taşıyor. Nane yeşili ve turuncu ağırlıklı görseller için Swift şöyle diyor: “Hayatımın enerjik ilerleyişini hissediyorum. Bu albüm, turne sırasında iç dünyamın perde arkasında olup bitenlerle ilgili; coşkulu, elektrikli ve canlı.”
12. albümünü 12 Ağustos saat 12.00’de, 12 şarkıyla duyurdu Swift. İlerleyen günlerde de The Life of a Showgirl’ün farklı kapak tasarımlarını paylaştı hayranlarıyla. Taylor’ın bu “çoklu kapak” oyunu çok eleştiriliyor aslında. Swift’in bir önceki albümünü neredeyse 20 farklı versiyonla plak, kaset, CD gibi formatlarda tekrar tekrar yayınlayıp başka popstarların albümlerinin çıktığı haftalarda satış rakamları ile oynadığı iddia edilmişti ve büyük tartışmalar dönmüştü.
Okuma önerisi – Plakların yeni altın çağı, binlerce basılan varyasyonlar ve Taylor Swift
Aynı podcastte ünlü olmanın yükünden, Eras Tour’un perde arkasından, yeni albümün kayıt sürecine kadar birçok detay paylaştı. Fanlar ise şimdiden teorilere başladı: şarkı isimlerinin kime gönderme yaptığı, albümün daha önce gizli ipuçlarıyla duyurulmuş olup olmadığı…

Sosyal medyada Swift, “her şeyi 10 yıl önceden planlayan büyücü” muamelesi görmeye devam ediyor. Mesela Taylor’ın 2017’de çıkan albümü Reputation döneminde çekilmiş klip sahnelerindeki “Karma” yazılı grafitilerden ve Taylor’ın röportajlardaki imalarından yola çıkarak hayranlar yıllarca gizli bir albüm olduğuna inanıyor. Bir başka beyin yakan komplo teorisi ise The Tortured Poets Department albümündeki şarkı sözlerindeki daktilo, sigara, kahve ve kaotik sanatçı imajı gibi detayların ve albümün adının Matty Healey’nin kurduğu The Tortured Man Club WhatsApp grubuna gönderme olduğunun öne sürülmesiydi.
Okuma önerisi – Yanlışlıkla Taylor Swift hayranı oldum: Hiç beklemediğin anda oluyor kuzum
Ama aslında Swift, sadece “buradayım” diyerek popun Everest’inde kendine yeni bir alan açıyor. Ve belki de gerçekten en önemli yanı şu: artık sadece bir popstar değil, popun iş dünyasındaki en güçlü kadınlarından biri. Çünkü popun zirvesinde kalmak kazanmaya devam etmek demek.
Milyoner olduktan sonra ve tüm müzik kataloğunu geri aldığını duyurduktan sadece iki ay sonra yeni bir albümü duyurmasının bunun en iyi kanıtı olduğunu düşünüyorum. Çünkü en başından beri Taylor Swift başka popstarlar gibi bir prodüktörler ordusu ile şarkı yazım kamplarında yazılmış konfeksiyondan çıkmış albüm ve şarkılarla değil “günlüğüm” dediği, hayatının en ince ayrıntılarını anlatan kişisel sözleri olan şarkılarla bir pop efsanesi yaratmaya çalışıyor. Bu kadar kişisel bir yerden popstarlığa yaklaşan birinin art arda bir sürü albüm çıkarması, bir turne bittikten sadece dört ay sonra büyük bir projeye girişmesi de kendi içerisinde ilginç bir durumu yaratıyor.
Buradan sonra ne olabilir?
Swift’in Disney için bir film yöneteceği biliniyor. Mutlu bir ilişkisi var: Travis Kelce ile 26 Ağustos’ta nişanlandıklarını Instagram’dan açıkladılar. Ve evet, bunu da yine Swift & Kelce’ye özgü tatlı-ironik bir dille yaptılar.
Yazının başındaki “bir popstar buradan sonra nereye gidebilir?” sorusunun cevabı: albüm kapaklarıyla bizi yine deli gibi alışverişe koşturmak ve “millennial win” etiketiyle magazini sallamak oldu.
Ben ise merak ediyorum, Madonna’nın Ray of Light’ı ya da Beyoncé’nin Lemonade’i gibi bir yaratıcı kırılma dönemi mi geliyor? Son beş albümde Jack Antonoff ile benzer matematikte işlere imza atan Swift, belki de “pantheon”daki diğer devler gibi farklı bir yöne evrilecek. The Life of a Showgirl ise bu kırılmanın hemen öncesinde, neredeyse 10 yıl önceki parlak pop sound’una dönüş sinyali veriyor.
The Life of a Showgir’ün de TTPD gibi ilk haftasından milyon satış bandını geçeceğinden eminim. Ancak asıl önemli olan Taylor Swift’in bu albümden sonra ne yapacağı. Yerinde mi sayacak, zirvede kendisine yeni bir yer mi açacak yoksa kariyerinde başka bir yola mı gidecek… 3 Ekim’de göreceğiz.