Aklımızı başımızdan alan tatlı durakları: İstikamet Paris!

Sabah kahvaltısını Milano’da, öğle yemeğini Paris’te, beş çayını Londra’da, akşam yemeğini New York’ta yiyebileceğiniz bir hayat düşünün… (Düşünemediler…) Olsun, neticede hayal kurmak serbest.

Henüz tek güne beş şehir sığdıracak kadar kendimizden geçmemiş olsak da (hayallerde bile!) bu güzel bahar gününde Paris’in artizanal pastanelerine, fırınlarına dadanıyoruz.

Mis gibi tereyağ kokusunu takip edin…

Blé Sucré

Yediğim en en en iyi croissant diyebilirim. Çıtır çıtır, kat kat hamuru her ısırıktan sonra tekrar eski haline yavaşça dönüyor. Öyle yapışıp kalmıyor. Ne fazla pişmiş ne az. Tam anlamıyla mükemmel! Madeleine’lerinin ayrı ünlü olduğu, Bastille’de bulunan bu minik fırına sabah saatlerinde karnınız aç gitmenizi öneriyorum. Hem de çok aç…


Du pain et des idées
O salyangoz ruloları nerede görsem tanırım! Du Pain et des Idées’nin çikolatalı fıstıklı salyangoz rulolarıyla güne başlamak her genç kızın rüyası!


Angelina
O Mont Blanc yok mu, o Mont Blanc! Angelina bu listenin en turistiği, en popüleri. Ancak umrumda mı? Değil! Mont Blanc’ınızı pakette alın; Angelina’nın hemen karşısındaki Jardin des Tuileries’de bir banka kurulup keyfini çıkarın. Ha bir de, hava 40 derece de olsa, o sıcak çikolatadan tadın mutlaka!


Rose Bakery
Ardından koşarak kitabını aldığım mekan! Kek seçenekleriyle 5 çayına gitmek için ideal. Kek tercihiniz değilse limonlu merengli cheesecake’i tavsiye ederim.


Eric Kayser
Özellikle gün ortası düşen şekerlerin imdadına yetişen Eric Kayser, iki macaronun arasında böğürtlenli tatlısı ve tartlarıyla midemizin sultanı.