
Çaresiz günlerimizin çaresi: Banana bread (Yoksa siz hâlâ yapmadınız mı?)
Muz, çikolata, un, yumurta, kabartma tozu. Sizi COVID-19 döneminin gerçek sosyal medya fenomeniyle tanıştıralım: İşte karşınızda, Banana bread.
Dijital alemler onun o tatlı yüzünü yeni yeni görmüş olsa da aslında yüzyıllık bir geçmişi var, bu kek gibi olmayan kekin. Ta 1930’lara kadar gidelim.
Yıllardır değişmeyen lezzet (gerçekten)
Kendisi 1930 yıllarında Amerika’da kabartma tozu ve karbonatın popülerleşmesiyle beraber dikkatleri çekiyor. İlk modern banana bread tarifi Pillsbury’s 1933 Balanced Recipes yemek kitabına giriyor. Bu popülerleşmeyi değerlendirirken bazı yemek tarihçileri Büyük Buhran döneminde ev hanımlarının çürüyen muzlarını çöpe atmamak ve daha tutumlu olmak için yarattığı bir tarif olduğunu belirtiyor, bir kısmı da bu ekmeğin tamamen kabartma tozu ve unun pazarlamasının bir parçası olduğunu düşünüyor.
Sebep hangisi olursa olsun aslında içinde bulunduğumuz bu belirsiz dönem de buhran veya savaş dönemi hislerinden çok uzak değil tabii. Belki de aslında her şey, karantina başlangıcında marketlere gidip depolamak için fazlasıyla yiyecek aldığımız dönemin bir sonucu olarak ortaya çıktı. Bakliyat ve konserve yiyecekler tamam, ama muz gibi kısa ömürlü yiyecekler gözümüzün önünde eriyip giderken hemen bir çözüm bulmak gerekti.
Bakıştığınız o muzlara veda
Gereğinden fazla alınan malum fazla stok durumlarından ötürü çürüyen muzların en verimli kullanım şekli de banana bread. Çünkü muz diğer meyve sebzelerin aksine çürüdükçe pek de güzel kullanabilir ve bu aslında yemek artığını da azaltan bir yöntem.
Ayrıca banana bread yapmak için harika bir aşçı olmanıza gerek de yok. Tek kasede tüm malzemeleri birleştirerek bile muhteşem sonuçlar elde edilebiliyor. Bir nevi evde şeflik 101 tarifi. Hatta çocuklu aileler için muzları ezme göreviyle taçlandırılan harika bir aktivite. Sorumluluklardan ve kaygılardan bir nebze uzaklaştığımız sadece un, şeker, yumurta ölçülerine odaklandığımız terapi kısmını da unutmamak lazım. Kolay bulunabilir malzemelerle sınırsız mutluluk ve lezzet.
Özellikle Amerika’da banana bread bir ”comfort food” yani teselli yemeği. Comfort food kültürden kültüre, cinsiyete göre farklılık gösteren, genelde çocukluğumuza döndüren, çoğu zaman kalorisi yüksek (of), nostaljik ve duygusal bağlarla sarmalanmış yiyecekler için yapılan bir tanımlama. Fırından yeni çıkmış kokusu ve sıcaklığıyla banana bread’in bünyeyi nasıl bir mutlulukla sardığını tarif etmeye bile gerek yok. Düşüncesi yetti zaten.
Gerçek bir fenomen
Tabii sosyal medya sağ olsun, bu mutluluğun sırrını paylaşmak için önüne geçilemez bir istek duymaya başladık. Hem hünerlerimizi de göstermemiz lazımdı. Kimimiz şu koca ömrümüzde ilk kez mutfağa girmiştik ve bizi motive eden de banana bread olmuştu. Kourtney Kardashian, Kris Jenner, Rachel Zoe ve Chrissy Tiegen gibi ünlüler bile dahil olmuştu bu furyaya.
Hele Megxit’iyle şanı yürüyen Meghan Markle’ın banana bread’de de iddialı olduğunu görmüştük. Evet, bizzat tatmadık elbette ama 2018’de, Avusturalya’ya yaptıkları kraliyet gezisi sırasında bir yere ”misafirliğe” elinde banana bread’le katılmıştı Meghan. Yiyenler o kadar beğenmiş ki bu banana bread’i, eşsiz lezzeti kulaktan kulağa yayılmıştı resmen. İnternet alemi de durur mu, tarifin peşine düşmüştü hemen. Gizli malzemesinin zencefil olduğu keşfedilmişti hemen. Bu yenilikçi ve glutensiz tarif farklı farklı denemelerle karşımıza çıkmaya devam etti yıllar içerisinde. Bol çikolatalısı, fındık ezmelisi… Ve tabii ki bu karantina günlerinin de yıldızı oldu.
Mutfakta bir fenomeni ağırlıyor olmak ciddi bir sorumluluk tabii… Belki de onu daha fazla bekletmemek, hepsini yemek en iyisi.