Yağmur altında İstanbul’da, kaçınılmaz şemsiye sanatı…
“Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine” dizelerini benimsemiş insanları bir araya getiren sanal orman: Nazım’ın Ormanı
Dramaqueer Sanat Kolektifi ile Tarlabaşı’ndaki yeni mekanlarında, “Tarlabası is burning” adlı sergileri vesilesiyle bir araya geldik. (Ki daha önce de burada dadanmıştık.) Kolektifin adı “Dramaqueer” olunca mekanın, sanatın queer olanına, dramalara ve gelecek planlarına dair sorular sormasak olmazdı.
‘Tarlabaşı’nın zorla dönüşen griliğine, Kasım ayının melankolisine inat’ diyerek, Dramaqueer Sanat Kolektifi’nin yeni sergisi #TarlabasiIsBurning’i, 17 Kasım’a kadar ziyaret edebilirsiniz.
İstanbul Modern Sinema, 21 Haziran – 1 Temmuz tarihleri arasında kadın yönetmenlerin filmlerinden bir seçki sunuyor. Etkinliğin adına ise bayıldık: “Bacağınızı biraz çeker misiniz?”
UNIQ İstanbul, Beykoz Kundura Fabrikası ve bomontiada’nın açık hava sinema programları dolu dolu.
“Adaletin bu mu dünya” diye sormaya devam, Selda Bağcan’a ve adaleti arayan tüm kadınlara selam!
Mekan dadanmalarına başlamışken, Kadıköy Moda’da açıldığı günden beri kahvaltı denilince akla ilk gelen Naga Putrika’ya dadanıyoruz.
Amerikan futbolundan uzak, reklam dünyasının ve Justin Timberlake hayranlarının Super Bowl’u… Popüler kültürün kalbi tam da orada atarken kayıtsız kalmamız ne kadar mümkün olabilirdi ki!
Malumunuz, “tek başına da yapılabilecek etkinlikler” arıyor ya da var olanları tek başına yapıp keyif almayı amaçlıyorum. Geçen haftalardan birinde tek başına yaptığım etkinlik ise ‘Loving Vincent’ izlemekti. Hayır, kimse de çıkıp, kollarını açıp “yalnız gitme” demedi ki.
i. Bir hayat görüşü olarak "dadanizm", bir şeyi usulca sevip bir kenara bırakmayı değil, o şeye sırılsıklam dadanmayı gerektirir. Eskilerin "musallat olmak" diye adlandırdığı eylemle yakından ilişkilidir.